Asrın Felaketi ve baba gibi devlet!

Asrın felaketinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Enkaz altında kalan bölgeler, kaybettiğimiz vatandaşlar, yarım kalan hikâyeler, vakur duruşlu toplum ve provokasyon yapan sinsilerle dolu bir süreci hep birlikte yaşadık.

"Devlet nerede" sorusundan tutun da, o masum insanların acıları üzerinden siyaset devşiren siyaset-bazlara, yalan üzerinden iktidar karşıtlığı yapandan, devleti itibarsızlaştırmaya gayret edenlere kadar; gayri samimi utanmazlara kadar, ne kadar değişik yüzler gördük değil mi!

Toplumumuzun vakur duruşu, merhamet dolu kalbi ve anında yardıma koşan feraseti ile bu süreci alın açıklığı ile çok şükür geçtik.

Ve tabii bu süreçte "Çınar gibi Devlet!" gördük karşımızda.

Özellikle "Devlet nerede" sorusunun üzerinden provokasyon yapanları ayrıca aklımıza not ettik.

Şimdi "Nerede o devlet" dedikleri devlet, 1 yıl içinde bölgeyi ihya etmeyi başardı.

Yine Deprem bölgesindeyiz...

Devlet nasıl bir medeniyetin varisi olduğunu bize bir yıl içinde üstüne basa basa gösterdi.

TOKİ şemsiyesi altında evler yapılmış, içinde gereken her şey düşünülerek, sağlam, yatay mimari felsefesi ile yapılan evler, mağdur olan tüm ailelere devredilmeye başlandı.

Seçim öncesi "Yaparsa Erdoğan yapar..." sloganı vardı ya, aynen o sloganın teyit yüzü ile karşı karşıyayız.

Artık şöyle diyoruz: "Yaptıysa, Erdoğan yaptı..."

Konteyner kentler de oldu. Evlerinin bitmesini bekleyen, gözlerinde umudu ve sevinci ile emin halkımızı gördüm.

"En önemlisi neydi" diye sorarsanız; beni en etkileyici bir ablanın şu cümlesi oldu: "İyi ki devletim var! Bu ay yıldız bayrağın altında olayım da, başka bir şey istemem..." cümlesini, sizce hangi acılı kalp söyler

Ben söyleyeyim; acısını dindire bilen, sırtını baba gibi dayadığı DEVLETİNİN OLDUĞUNDAN emin bir kalp.

Anadolu insanı ferasetlidir. "Devlet" der, "Bayrak" der, "Dinim" der "Vatanım" der.