Türkiye'deki Ortadoğu

İki yıl önce Batı'nın kışkırtmasıyla Rusya Ukrayna'ya saldırdı. İki yıl içinde Ukrayna'nın belli bölgeleri işgal edildi. Rusya'nın silahlı kuvvetlerinin yarısından fazlası savaş dışı kaldı. Ukrayna geçen yaz başlattığı karşı saldırıda bir başarı elde edemedi. İki ülke barış konusunda da bir noktaya gelmedi. Şu an iki ulus da "savaşla oyalanma" felaketini yaşıyor. Rusya'nın etki alanındaki gücü ciddi oranda kırıldı. Bu kuzeyimizdeki durum.

Geçelim Ortadoğu'ya. 7 Ekim'de Hamas İsrail'e saldırdı, sonrasında kıyamet koptu. İsrail, vahşetin uç örneklerini sergilemeye başladı. Güney Afrika, İsrail hakkında "soykırım işlemek" iddiasıyla dava açtı. Tarihte soykırıma uğradığı kabul edilen ilk ulus olan Yahudilerin geldiği nokta hüzün verici.

İsrail-Hamas çatışmasının kontrol altında tutulması için yoğun çabalar gösterildi. İran ve bölgedeki vekillerinin bu çatışmaya katılmaması için baskılar ve özendirmeler beraberinde geldi. İsrail'in vahşeti sınır tanımayıp saldırıları uzayınca Güney Yemen'deki İran destekli Husiler devreye girdi. Küresel ticaret açısından önemli olan bölgede hareketlilik başladı. ABD ve İngiltere, Husilere saldırdı. Husiler ticaret gemilerine saldırınca deniz taşıma güvenliği ortadan kalktı, nakliye fiyatları arttı. Bir an önce stratejik akıl üretilemezse çatışma daha da boyutlanacak gibi duruyor.

Ortadoğu'da şiddetin yükselmesinin Türkiye'ye yansımaları oldu. Aralık ayında terör örgütü birdenbire beklenmedik taktiklerle Irak'ın kuzeyindeki askerlerimize saldırmaya başladı. Aslına bakılırsa Türkiye'nin aklına gelen veya gelmeyen her türlü hareket tarzına önceden hazırlıklı olması esas olandır. Saldırıların kaynağının Suriye'nin kuzeyi ve Kamışlı olduğu ortaya çıktı. Türkiye hava operasyonlarını bu bölgede yoğunlaştırdı. Açıktır ki Türkiye'ye de bazı mesajlar verilmek isteniyor.