Seçim sonrasına kimler hazır

Artık her şey hazır.Türkiye, yeni bir aşamaya geçiş öncesine getirildi. Mayıs 2023 seçimlerinin üzerinden bir yıl geçmeden yerel seçimler yapılacak. Bir aydan daha az zaman kaldı. Baştan söylemekte fayda var, bu yazı İstanbul'da Cumhur İttifakı'nın başarılı olması senaryosu üzerine yazılmıştır.

İktidar, 21 yıldır yenilen muhalefeti 10 ayda ikinci kez yenerek topluma, aklındaki her şeyi kabul ettirme arayışında... Bunu AKP milletvekili Galip Ensarioğlu'nun kendince çözümlemelerinden anlamak olanaklı. Erdoğan, niye tüm yerel seçimi İstanbul'a kilitledi, niye yerel seçimleri "İstanbul genel seçimi"ne dönüştürdü

Ekonomik nedeni basit; kent, neredeyse bir devlet bütçesine sahip. İdeolojik neden açık, Cumhuriyet'e karşı Osmanlı, Atatürk'e karşı Abdülhamit. Ve seçmen yapısı ile tüm Türkiye'yi kapsayan bir kent. Cumhur İttifakı İstanbul'u alırsa, muhalefetteki yenilgi algısı pekiştirilmiş olacak. Getirilmek istenen "siyasal değişime" yönelik, yılgınlıktan kaynaklı bir kabullenme umuluyor. Siyasal degişimin hedefi de belli: Laiklik. Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamalarına bakılırsa Erdoğan'ın bir zamanlar Mursi iktidarındayken Mısır'a yarım ağızla önerdiği "laiklik" bile kalmayabilir Türkiye'de...

AKP, 21 yıldır hazırlanıyor ve adım adım ilerliyor. İktidar tüm bileşenleriyle birlikte, "Türkiye'yi artık biz yönetecegiz" tavrını, toplumun her kesimine kabul ettirmeye çalışıyor. AKP, tarikat ve cemaatlerle toplumsal organlarını; güvenlik, yargı ve teknik personel boyutuyla bürokrasisini, sermayesini ve çevresindeki partilerle de siyasi ortaklarını oluşturmuş ve "değiştirme" gücünü artık kendisinde görüyor.

Dünya "Yeni Soğuk Savaş"a hazırlanıyor, Türkiye ABD ve AB'nin pek umurunda değil, hatta, hâlâ, "Kemalizmden kurtulmalısınız" diyor.

Ana muhalefet, yeniden güç toplamayı deniyor. Ancak, bu girişimlerin mayalanmasına zaman kalmadan seçime gidiliyor, zaman dar. Ayrıca ana muhalefet partisinde adaylaşma sürecindeki tepkiler, tabanda zayıflık oluşturma riskine dönüşmemeli.

Bu ortamda, ana muhalefete kaybettirme görevini gönüllü üstlenen ve bu tavırlarını kükreyerek kamuoyuna duyuran "muhalifler" de var. Şüphesiz ki bugün kendilerini, kendi aşırılıklarından koruyamayanlar, yarın iktidardan yakınma hakkını da kaybedebilirler.