CHPnin taktiği
Uzun süreli iktidar yalnızca muhalifleri için katlanılmaz olmuyor. Kendi bünyesinden muhalifler de çıkarıyor. AKP'nin kurucu kadrolarından zaman zaman gelen yakınmalar bunun göstergesi. Hüseyin Çelik, Bülent Arınç gibi isimlere "hain" gözüyle bakmak, sorgulama davranışından yoksunlar için duygusal rahatlama sağlayabilir. Ancak çözüm getirmez.
Son yerel seçimlerle birlikte CHP birinci parti oldu. Tayyip Erdoğan, 8 ay önce kazandığı seçimden sonra yenildi, topal ördek konumuna düştü. Herkes CHP'nin göstereceği başarı ya da başarısızlıkları bekliyordu. Kendi yarattığı elit kesimlere sıkışan iktidar, "sorgusuz biat" anlayışını tek geçer kural olarak kabul etmeye başladı. Gelinen noktada iktidar ve söylemi tabandan uzaklaşıyor. İktidar söylemine seçmen katılımı daralıyor. Bunu LeMan dergisine yönelik tepki gösterilerinden anlamak olanaklı. İktidarın yaklaşımı artık küçük, marjinal gruplarla örtüşüyor. Sosyologların vurguladığı gerçek şudur: Marjinal gruplar öne çıktıkça makul çoğunluk geri çekilir. AKP'den bu geri çekilme bir süredir gözleniyor.
Muhalefete yönelik baskı, zulüm hız kesmiyor. Sorunlara çözüm üretmekte zorlanan Erdoğan ve yönetimi, rakibini siyasallaşmış hukuk yoluyla yasaklamaya çalışıyor. Aylar önce AKP'li belediye başkanlarının yönetiminden kalan borçlar CHP'li yönetimleri felç etmek için kullanılmaya başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde başlatılan operasyonun "rakibini yasaklama" anlamına geldiği fikri artık dünyada kabul görüyor. Bu yaklaşım CHP'de iç kenetlenme yaratınca, başka yola başvuruldu. CHP Kurultayına yönelik, YSK'nin yetkilerini de yok sayan bir yaklaşım geliştirildi. Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik şaşaalı propaganda operasyonu gündemde. Siyasal propaganda hedefli operasyonların Cumhur iktidarını kurtarmaya yönelik olduğu konusunda kuşku yok.