Kültürü üreten birçok faktör var. Eskiden coğrafya başat aktördü, bugün ise buna eklemlenmiş birçok yeni aktör var. Teknoloji düne göre o kadar gelişmiş durumdaki toplumu da çoğu kez o şekillendiriyor. Teknoloji ile birlikte artan iletişim kanalları da ebeveynlerin ve büyüklerin kültür aktarımındaki rollerini düne göre fazlası ile azalttı. Yaşam şeklimiz artık çok daha hızlı ama bir o kadar da yalnızlaştırıcı. Devasa kalabalıkların içinde özellikle büyük şehirlerde hayat büyük bir koşuşturmaca içinde geçiyor.
Büyükler geçim derdinde, çocuklar ve gençler ise isteklerinin karşılanmasını bekliyor. Herkes çok iyi yerlere gelmek istiyor ama iş çalışma ve emek harcamaya gelince aynı istek ve arzu maalesef sergilenmiyor.
Son günlerde sosyal medyada yayılan ebeveynler ile çocukları arasındaki aynı yaşta iken yapabildikleri ya da sahip oldukları şeyler hakkındaki paylaşımlarını sanırım çoğunuz görmüştür. Bir neslin hayalini bile kuramadığı şeylere bugünün çocukları ve gençleri çok kolaylıkla sahip olabiliyor.
Bütün bunları çocuklara verirken kültürel değerlerin aktarımında ise tam bir başarısızlık hakim. Çünkü aile, okul ve çevre sahip olduğunu iddia ettiği değerlerin çoğuna yeterince sahip değil artık. Üstüne bir de teknolojinin yıkıcı etkisi eklendi mi iş içinden çıkılmaz hale geliyor.
Bazılarımızın anlamadığı bir şey var. Değerler öyle anlatılarak öğretilecek ve aktarılacak şeyler değil. Bazı değerler vardır ki siz bunları konuşarak değil kendiliğinden doğal ortamda uygulayarak aktarabilirsiniz. Çok basit olacak belki ama siz yerdeki çöpü –siz atmasanız da- aldığınızda sizin çocuğunuz da yerdeki çöpü alıp çöp kutusuna atacaktır. Atmıyorsanız çocuğunuzda da böyle bir davranış gelişmeyecektir. Siz bazı konularda eşinize, arkadaşlarınıza, patronunuza dürüst olmanız gereken yerlerde beyaz yalanlar söylüyorsanız çocuğunuzda sizin gibi beyaz yalanlarla sorunlarını çözme ve ilişkilerini sürdürme yoluna girecektir.
Yediğiniz içtiğiniz şeylerin hesabını siz doğru verdiğinizde çocuğunuz da doğru verecektir. Ben çocuğuma hiçbir zaman böyle bir şeyi anlatmadım ama benim 12 yaşındaki kızımla yemeğe gittiğimizde adisyona eklenmeyen bir şey olduğunda ilk söylediği şey "Baba ben şunu da aldım. Onun da parasını ödeyelim" oluyor. Ödevini yapamadığı zaman öğretmenine mazeretini doğru olarak iletiyor, yan yollara sapmıyor. "Hocam, evde sular kesikti, o yüzden yapamadım" gibi saçma bir bahane üretmiyor.
Geçenlerde iş yeri sahibi bir arkadaşın anlattığı şey beni gerçekten çok üzdü. Kendisi dini ritüellerle pek arası olmasa da çalışanlarına Cuma namazına gitme izni vermiş. Ancak, yaz aylarında Cuma saati öğle arasını çok geçtiği ve günlük üretimde geri kalındığı için "Arkadaşlar sizler Cuma namazına gidin ama gidenler yarım saat daha mesai yapsınlar ki iş açığımız olmasın" demiş. Sizce ne olmuş olabilir