Rüya Hacda sükût etti -1

Bu cümle Bediüzzaman'ın Sünuhat isimli eserinde, Rüyanın Zeyli bölümündeki ilk cümlesidir.

Biz de merakımızı izale için, rüya sahibine rüyanın neden hacda sükut ettiğini soralım. Zira bu rüyanın evveliyatı da var. O kısımlarda 1918 Osmanlı'nın mağlubiyetinin resmen kabulünden sonra, bu felâketin sebepleri Üstad'a, her asrın mebuslarının bulunduğu bir meclis-i muhteşemde sorulup herbirine ayrı ayrı cevaplar verilmişti. Mesela o rüyadaki nuranî meclisten bir zat;

"Ey felâket, helâket asrının adamı, senin de reyin var, fikrini beyan et!" demiş; kendisi de, "sorun cevap vereyim" demişti. Birinci soruda;

"Bu mağlubiyetin neticesi ne olacak, galip olunsaydı ne olurdu" gibi müteakip sorular soruluyor ve Üstad da, o felâketlerin sebeplerini İslam'ın şartlarına riayet etmemek, çaresini de İslama riayet etmekle diye cevaplıyordu. Fakat sıra hacca gelince rüya bitmişti. Nedenini o da merak ediyor ve ancak bir hafta sonraki rüyada -önemine binaen olsa gerek- "hac" müstakil olarak gösteriliyordu.

Bu rüyanın hacda sükûtunun sebebi, haccın âlem-i İslam'ın içtimaî hayatına veya şahs-ı manevîsine taalluk ettiği için, felâketlerinin de o nispette büyük olduğuna işarettir.

Bediüzzaman, "...haccın ve ondaki hikmetin ihmali, musibeti değil, gadap ve kahrı celbetti. Cezası da, keffaretü'z-zünub değil, kessaretü'z-zünub oldu" diyerek felâketin boyutlarına dikkat çeker. Bunun kamu hukukunu ilgilendirdiğini de ifade etmiş oluyor. Hukuk-u ammeyi ilgilendirdiği için de, diğer şahsî ibadetlerle kıyas-ı kabil olmayan bir felâkete sebep olduğu anlaşılmış oluyor.

Şöyle devam ediyor: "Haccın bahusus tearüfle tevhid-i efkarı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden içindeki siyaset-i Ali'ye-i İslamiye ve maslahat-ı vâsia-i içtimaiyenin ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslam'ı, İslam aleyhinde istihdama zemin ihzar etti." demekle, haccın, tanışarak efkar-ı ammenin birliğini ve yardımlaşarak teşrik-i mesaiyi tazammunla âlem-i İslamın âlî siyasetini ifa ettiğini belirterek bütün âlem-i İslam'ın mağduriyetini ifade eden çok büyük felâketlere sebep olduğunu anlatıyor.

Böylece haccı yasak edenlerin cinayetinin azametine dikkat çekiyor. Yani demek ki, 'hac'da, İslam'ın çok çok önemli içtimaî ve umumî bir şahs-ı manevîsi olduğu için, ihmale gelmez ve ihmali, bir asrı geçtiği halde bu günkü felâketlerin de sebebidir.