Bulut tohumlama... Birçok ülkede yapay yağmur yağacak!

Son zamanlarda özellikle sosyal medyada konuşulan en önemli konulardan biri de yapay yağmur meselesi.. Hakikaten dünya ülkelerinin son yıllarda yaşadığı susuzluk ve kuruyup çatlayan toprakların görüntüsünü görünce acaba sorusunu sormuyor değiliz Ama işin bir de bilim yöntemiyle oluşturulan bu yapay yağmur meselesinin dünyanın geleceğine yönelik endişelerine aranacak cevaplar zinciri de yok değil

Bildiğiniz üzere son yıllarda en yüksek sıcaklıklarıyla bilinen Suudi Arabistan ve yine hava kirliliğine müdahale konusunda sürekli yağış ortaya çıkarmak için Pakistan'da yapılan yapay yağmur konularının ciddi bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Evet Suudi Arabistan'daki yağan yağışlar ve oluşan seller için bir iddia olarak duran yapay yağmur meselesi ortadayken, Pakistan'da Pencap eyaletinde devlet eliyle yaptırılan yapay yağmur konusu gündemi bir hayli meşgul etmişti.
Tam bu esnada aydınlanmak adına, Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğünün yayınlarına bir göz atalım ve konuyu daha da derinlemesine yorumlamaya çalışalım
Yapay yağmur meselesinde havadan tohumlamada uçaklar tohumlama maddesini bulutun tipi, sıcaklığı, düşey akımlar gibi ölçütlere bağlı olarak 3 şekilde bulutun içine bırakabilirler: 1) Tepesinden içine 2) İçine girerek 3) Tabanından yukarı akımlar ile. Örneğin; sıcaklığı -5 ?C üzerinde olan sıcak bulutlar tabanından tohumlanarak düşey hareket yardımıyla çarpma birleşme ile damlacıkların büyümesi sağlanabilir. Ancak elde edilen sonuçlar güvenilir bulunmamıştır.

Bir diğer sorun ise uçuş trafiğinin yoğun olduğu havalimanlarında zamanında kalkış izni almaktır. Kanatlara takılı brülörlerin saldığı gümüş iyodür dumanı yardımıyla tohumlama yapılır.

Yapay yağmur (suni yağış veya yağmur bombası), mevcut buluttan insan müdahalesi ile yağış elde etme yöntemidir. Temel hedef; enerji ihtiyacını karşılamak, kurak bölgelere su temin etmek, sisi dağıtmak, hava olaylarını kontrol altına almaktır.

Ve yine Bulut tohumlama adı verilen bu işlem 1960'lı yıllardan itibaren ABD'de geliştirilmiş ve günümüze kadar gelmiştir (Kadıoğlu, 2001). Yöntemin ülkemizde ilk uygulaması 1990 yılında İstanbul'da İSKİ tarafından yapılmıştır. Farklı zaman dilimlerinde İstanbul, Ankara ve İzmir'de de kısa süreli olarak aynı yöntemden faydalanılmıştır.

Bulut yapısı karmaşık ve değişken olduğundan tohumlama ile yapılan etkilerin nasıl sonuçlar doğuracağı net değildir. Yapılan deneyler ile elde edilen sonuçların istatistiki ve bulut fiziği açısından değerlendirilmesi ile yeni ölçütlerin ortaya çıkarılmasını sağlamaktadır. Ayrıca haberleşme ağı istasyonları, otomatik yağışölçer ağı, rüzgâr profili belirleyicisi, mikro dalga radyometreler, uydular, radar, hava hareket ölçüm sistemiyle donanmış uçaklar, bilgisayarlar gibi yeni teknolojik ürünler deneylerdeki veri miktarını da artırmaktadır (Orville, 1996). Verilerin işlenmesi ile bulutlara ve hava akımlarına dair yeni bilgiler elde edilmesinin yanı sıra yağış ve bulut klimatolojisi ortaya konmaktadır. Ancak operasyonel programlarda tam olarak gelişmemiş teknolojilerin yaratabileceği riskler hesaba katılmalıdır. Örneğin; belli koşullarda tohumlamanın daha fazla doluya neden olabileceği veya yağışı azaltabileceği göz ardı edilmemelidir.

Yağış oluşumunda temel teorilerden biri Bergeron-Findeisen'dir (Dennis, 1980). Bu teoriye göre, buz kristalleri yoğunlaşma çekirdeği görevi görerek (buzun buhar basıncı sudan daha az olduğundan aynı şartlarda yoğunlaşma buz üstünde olurken suda olmaz) su damlacıklarının kristaller üzerinde birikerek büyümesine yardımcı olmaktadır. Büyüyen kristaller aşağıya düşmeye başlar ve düşerken birleşerek ortam sıcaklığına göre yağmur, kar veya dolu olarak değişir.
Bulut tohumlama da aynı mantığa dayanarak küçük katı parçacık süper soğuk (-40 ?C) sıvı içerisinde yoğunlaşma çekirdeği görevi görebilir ve buluttaki su molekülleri buz kristali formunda bir çekirdek üzerinde hızla birleşerek yağış oluşturur der. İlk uygulamalar Vincent Schaefer ve Irving Langmuir tarafından 1940'lı yıllarda uçaktan ezilmiş kuru buz (katı CO2) parçacıkları atılması şeklinde yapılmıştır. Bulutun içine atılan kuru buz havayı soğutur ve sıvı damlacıkların çoğalarak -40?C sıcaklığın altında donmalarına neden olur. Sonra oluşan buz kristalleri birikme ile büyüyerek yağış olarak düşer (Rogers, 1979).