Bugün dünyayı etkileyen devrimci fikirlerin kaynağı Batı değil

ABD ve Batı Avrupa devletlerinin İsrail'i açıkça desteklemelerinden dolayı ABD üniversitelerinde başlayan protesto eylemleri, beklenildiği gibi Batı Avrupa üniversitelerine de sıçradı. Filistin taraftarı öğrencilerin dalga dalga yayılan eylemlerinin 68 olaylarını çağrıştırması elbette abartılı bir yorum değildir. Hatta protesto eylemlerinin kolonyalist hegemonyayı hedefe koyması bakımından iki ayrı dönemin eylemcilerini besleyen kaynaklar arasında benzerlik de kurulabilir. Şimdilik bu yönde dile getirilen fikirlerin yaygın kabul gördüğü söylenemez fakat bugün öğrencilere ilham veren fikirlerin gelecekte çok daha farklı bağlamlarda varlığını sürdüreceği çok açıktır. Ne var ki bugün protesto eylemlerine katılan öğrencileri besleyen asıl kaynak 68'den farklı olarak Avrupa dışında yer almaktadır. 68'in fikrî önderleri sürece sonradan dâhil olmuştu ve amaçları farklıydı. Bu sebeple bugünün öğrencilerine ilham veren kaynakları Avrupa üniversiteleri ve entelektüel mahfillerde aramanın beyhude bir çaba olacağını söyleyebiliriz. Zaten siyasî irade hemen öğrenci eylemlerini şiddetle bastırma yönünde tezahür etti. Fransız İhtilali'nden sonra devrimci fikirlerin kaynağı Avrupa'ydı. Fakat 68'de protesto eylemlerine katılanlar kolonyalist hegemonyanın tasfiyesini de istiyordu. Bugün Filistin'de olduğu gibi Avrupa devletleri ve ABD, kolonyalist hegemonyanın devamını sağlamak için hâkim oldukları coğrafyalarda soykırımının modellerini ortaya koyuyorlardı. O dönemde Marksist düşünce millî kurtuluş hareketlerine ilham veren ideoloji olarak öne çıkıyordu. Bu açıdan Fransa'da başlayan olayların "öteki"lerle teması dolaylı yoldandı. Aslında Sultan Galiyef gibi çok farklı bir kaynaktan beslenen fikirler de bu dönemde kitleleri harekete geçiriyordu fakat bu hareketlerin emperyal merkezlere nüfuz ettiğini söylemek biraz zordur. Bu açıdan Filistin taraftarı öğrencilerin protesto eylemlerinin diğerlerinden farklı olduğu açıktır. Bu kez hem devrimci fikirlerin kaynağı Avrupa değildir hem de "ötekiler" Avrupa ve ABD'de kitlesel eylemlere öncülük ediyorlar. Türkiye'nin tarihin doğru bir yerinde durduğuna yönelik ifadeleri Filistin taraftarı öğrencilerin Batı üniversitelerindeki eylemleriyle telif etmek durumundayız. Türkiye on beş yıldır "one minute"tan başlayarak safını belirginleştirmişti. Bunu "dünya beşten büyüktür" parolasıyla taçlandırdığında on yıllar sonra belki de ilk defa farklı kaynaktan doğan bir ses işitilmişti. Bu fikrin farklı coğrafyalarda yansımaları hakkında çalışmalar yapıldı mı bilmiyorum fakat bugün Anglosaksonların soykırım suçunun asıl failleri olduğu Filistin sokaklarında, Gazze'nin yerle bir edilen evlerinde gönülleri ferahlattığına şahit olabiliyorduk. Arap coğrafyasının hemen hemen her köşesinde kitleler harekete geçiyordu. Sırf bu sebeple Mısır'ı çok erken susturduklarını biliyoruz. Aynı şekilde Libya ve Cezayir 1930'lardan itibaren