Küresel şirketler ve devletlerin İsrail'le işbirliği

Gazze Mahkemesinin nihai oturum raporuyla bir kez daha teyit edilen hususlardan biri, işlediği savaş suçları da dâhil olmak üzere asıl olarak İsrail'i ortaya çıkaran sistemin yargılanıyor olmasıdır. Bizde soykırım kavramı üzerinde daha fazla durulduğunu fark etmemek mümkün değil. Fakat İsrail'le ve İsrail'i ortaya çıkaran sistemle ilgili sorunları soykırım suçuyla sınırlandırdığımızda farklı boyutlar görünmez kılınıyor. Hâlbuki kolonyal hegemonyayı bütün dehşetiyle ortaya çıkarmak için sistemin diğer nitelikleri üzerinde de durmak gerekir. Bu çerçevede asıl olarak "Siyonizm, apartheid ve yerleşimci kolonyalizm"in Filistin'in tarihî toprakları ve Filistin halkı üzerinde yarattığı ve yaratmaya devam ettiği korkunç etkiler sistemli bir durumun sonuçlarıdır.

Filistin'in tarihî topraklarında yüzleştiğimiz durum ne Filistinlilerle sınırlıdır ne de Arap-İsrail çatışmasıyla izah edilebilir. Bugün İsrail'in ABD ve İngiltere ile ilişkisini hâlâ tam olarak belirleyebildiğimizi zannetmiyorum. Bu, Almanya için de geçerlidir. Türkiye'de yaygın olan inançlara göre Batı sistemi hâlâ değerler hiyerarşisinin tepe noktasında yer almaktadır. Yaklaşık iki yüz yıldır doğrudan Batı sisteminin meydana getirdiği sorunların içinde yaşamamıza rağmen bağımlılık derecemiz hakkında yaygın bir kanaate sahip olmadığımızı söyleyebilirim. Ülkesinden ve kültüründen uzaklaşmayı marifet zanneden insanların haddinden fazla olması sistemli durumun Filistin'le sınırlı olmadığını gösterir. Hâlbuki "Siyonizm, apartheid ve yerleşimci kolonyalizm" Batı sistemini oluşturan en temel unsurlardır ve bu kavramların özünde taşıdığı anlam fazlasıyla korkutucudur. Filistin'in tarihî topraklarında Siyonist Yahudilerin işlediği suçlarla ilgili Türkiye dışındaki literatürün kavramsal çerçevesi temel kavramların özünde taşıdığı anlamları yansıtmaktadır. Aynı yansıma bizde geçerli değildir. Böylelikle hadiseleri bir bağlam içinde değerlendirmek mümkün olmuyor. Örneğin İngiltere ve ABD'nin İsrail'le ilişkisi hâlâ bir sistem içinde analiz edilmiyor. Almanya'nın İsrail'le işbirliği de İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma kavramlarla izah ediliyor.

"Soykırımı mümkün kılan bir sistem" İsrail'e alan açıyor ve bu da İngiltere, ABD ve Almanya hakkında yeni sorular sorulmasını gerekli kılıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte şekillenen sistem özellikle bizim coğrafyamıza yeni bir hegemonya biçimini dayatmıştı. Almanya o dönemde de sistem içindeki bir unsurdu. Dolayısıyla Almanya'nın Yahudilerle ilişkisi de hiçbir zaman sistem karşıtı bir duruma işaret etmemişti. Almanya ve Yahudiler arasındaki sistem içi mücadelenin asıl yıkıcı sonuçları coğrafyamızda görüldü. Almanya ve Yahudiler arasındaki ilişkiyi Anglosakson bakış açısına göre yorumlayınca "Siyonizm, apartheid ve yerleşimci kolonyalizm" tartışma konusu olmaktan çıktı. Hâlbuki daha İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Siyonist Yahudiler Güney Afrika'nın kolonizasyonu sürecine İngiltere ve ABD adına aktif olarak katılmıştı. Bugün özellikle ABD'de faaliyet yürüten teknoloji şirketlerinin Güney Afrika kolonisiyle doğrudan ilişkili olması ifade etmeye çalıştığımız sistemli durumun sonucudur.