Vücudunuzu yenileyen prebiyotik besinler
Bağışıklık sistemini uyaran, karaciğerde yağ yapımını azaltan inülin, süper bir besin maddesidir. Hiperinsülinemiyi önleyerek kardiyovasküler hastalık riskini düşürür. İnülinden zengin besinler ve sağlık etkilerini öğrenmekte fayda var
İnülin prebiyotik etkili süper bir besin maddesidir. Bir diyet lifi çeşidi olan karbonhidrat türevidir. Ancak besinlerde bulunan doğal inülin yiyeceğe lezzet de verir. İnülinin en iyi kaynağı buğday ve buğday kepeğidir. Bunu taze hindiba, yer elması, muz, sarımsak, soğan, çavdar, enginar, pırasa ve badem izler. İnülinden zengin besinler kalın bağırsağın işlevini etkiler ve kalın bağırsakta bulunan bifidobakterlerin yani sindirim kanalının sağlığına iyi gelen bu canlıların gelişmesini, koloni halinde çoğalmasını sağlar. İnülinden zengin besinler karaciğerde yağlanmayı önler, kan şekeri yükselmesini azaltır, kardiyovasküler hastalık riskinden korur.
Her gün ortalama 3-10 g kadar inülini doğal besinlerden almak bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlar. Son yıllardaki araştırmalar inülinden zengin besinlerin özellikle bağırsak hücrelerinde kötü huylu tümör gelişimini baskılayarak bağırsak kanserleri riskini de düşürdüğünü bildirmektedir.
Doğal besinlerden alınan inülin sindirim kanalında sindirime uğramadan direk kalın bağırsağa geçtiği için burada bakteriler tarafından fermentasyona uğradığı için yiyeceğin kalori değerini de düşürür yani besinden daha az kalori alınmasını sağlar. İnülinden zengin besinleri en az 4 hafta süreyle sık yediğinizde kan şekeriniz düzenlenir, tokluk kan şekeri dengeye girer, vücudun yağ yapımı etkisi azalır, LDL kolesterol düzeyi düşer ve karaciğerde yağ depolanması azalır. Diyet lifleri bağırsaklarda minerallerin emilimini olumsuz etkilerken doğal bir lif çeşidi olan inülin özellikle kalsiyum ve magnezyumun biyoyararlılığını arttırır. İnülinden zengin besinler ve sağlık etkilerine bir göz atalım istiyorum.
E VİTAMİNİ DEPOSU BADEM
Badem prebiyoik etkili inülin içerdiği gibi E vitaminini en fazla içeren kuruyemiştir. Bağırsak sağlığı, bağışıklık sistemini güçlendiren badem E vitamini içerdiği için de cildin nemli kalmasında ve elastikiyetini kaybetmemesinde etkin rol oynar. Prebiyotik etkili inülin sayesinde bağırsaklarda yararlı bakteri sayısını arttırarak akne, egzema vb cilt hastalıklarının da önlenmesinde yardımcıdır.
ENGİNAR KARACİĞERİN AŞIRI YÜKÜNÜ HAFİFLETİR
İnülin yanında sinarin ve klorojenik asit adlı iki önemli sağlık bileşeni içerir. Bu iki önemli enginara özgü bileşen sayesinde kolesterol düşürücü, karaciğeri yenileyici, dispesi yani hazımsızlığı giderici, kolon kanserini önleyici etkileriyle sağlığımıza sağlık katar. Enginarda bulunan inülin, bağırsaklarda lactobasillus plantarum adlı probiyotik etkili bakterilerin çoğalmasını ve kolonize olmasını sağlamaktadır. Enginar haşlama, buharda ve düdüklüde pişirildiğinde fenolik içeriği artar. Zayıflama diyetlerinde yemeğe başlamadan önce 2 adet zeytinyağlı enginar yemenin öğünde aşırı kalori yüklemesini önleyerek ve de kan şekerini ani yükseltmeden daha kolay zayıflamayı sağladığını söylemeliyim. Enginarı; taze dereotu, sızma zeytinyağı, kırmızı soğan ve ezilmiş çiğ sarımsakla birlikte yendiğinde karaciğerin toksin yükünü atması çok hızlı olmakta süper detoksifikasyon sağlayarak karaciğerin aşırı yükünü hafifletmektedir.
Yer elması, pırasa, kuşkonmaz
BAĞIRSAKLARI SÜPÜRÜR
Kükürtlü antioksidan bileşikler içeren pırasa, yer elması ve kuşkonmaz prebiyotik etkili inülinden de zengin besinlerdir ve bağırsak dostu bakterilerin çoğalmasını sağlarlar. Bağırsaklarda kısa zincirli yağ asitlerinin de artmasını sağlayarak bağırsak kanseri yapan yabancı maddelerin bağırsaklardan süpürülmesini de sağlar.
KIRMIZI VE BEYAZ SOĞAN, SARIMSAK VAZGEÇİLMEZLER
İnülin içeren soğan çeşitleri ve sarımsak ayrıca kükürtlü bir bileşik olan allisin adlı bileşiğinde en iyi kaynağıdır. Bu iki bileşen kolesterolü düşürür, tümör oluşumunu engeller, kanser yapıcı maddeleri zararsız hale getirir, midede bulunan ve mideye zarar veren bir bakteri olan helikobakter pyloriyi baskılar. Çiğ formda ince ince doğrayarak eklemek etkindir. Pişirildiğinde aktif bileşenler kaybolmaktadır. Salatalara eklemek en sağlıklısıdır. Ve soğanı sarımsağı zeytinyağı ile birlikte tüketmenin bu sağlık yararı etkilerini de daha güçlü bir şekilde arttırdığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
KÖK REZENE VE TAZE HİNDİBA, YAĞ YAKIMINI HIZLANDIRIR
İnülini en fazla içeren bu iki taze sebze DNA'mızın sarmal yapısının kırılmasını önleyerek tam bir gençleştirici etki gösterir. Kanın damarlarda akışkanlığını arttırarak kalbin ve diğer organlarımıza oksijenin tam pompalanarak dokuların beslenmesini de sağlamaktadır. Rezene ve hindiba içindeki antioksidanlardan fazlası ile yararlanmanız için taze ve ince kesilmiş olarak tüketmek önemlidir. Salatalara taze hindiba ve taze rezene doğrayıp üzerine ezilmiş sarımsak ve zeytinyağı eklediğinizde karaciğer toksin atma gücünü de arttırarak vücudunuzun yağ yakmasını da hızlandırırsınız.
MUZ: PROBİYOTİK BAKTERİ ÇOĞALMASINI DESTEKLER
Muz olgunlaşma sırasında nişasta içeriği azalır ve lignin içeriği artarak tok kalmayı kolaylaştıran bir meyveye dönüşür. Dirençli nişasta açısından önemli bir meyve olan muz kan şekerini hızlı yükseltmediğinde diyabetlilerin de tereddüt etmeden yiyebileceğinin altını çizmek isterim. Muz inülin adlı fruktooligosakkarit olan prebiyotiği bolca içerir ve sindirim sistemi kanalında probiyotik bakteri çoğalmasını destekler. Muz triptofan amino asidini bol bulundurur. Dopamin ve serotonin sentezinin uyarılmasını sağlar. Bu nedenle muz yedikten sonra mutlu hissetme, ruh halinde canlanma, uyku halinin ortadan kalkması ve bilişsel canlanma hemen kendini gösterir.