Mutfağımızdaki ağır metal süpürücü doğal besinler

Kirli su ve besinlerle vücuda giren toksik metaller; karaciğerden beyne birçok organı etkiliyor. Ancak doğanın sunduğu bazı besinler, bu zararlı maddeleri vücuttan süpürüyor. Akdeniz tipi doğal detoks diyeti, ağır metal arındırmada ve yaşlanmayı geciktirmede büyük rol oynuyor

Yiyecekler veya temiz olmayan su kaynağından çoğunlukla ağır metallerin vücudumuza girmesi karaciğerde sağlık sorunlarından bilişsel hastalıklara kadar sağlığımızı riske sokabilmektedir. Ağır metaller direkt sindirim sisteminde bağırsaklara yerleşebilir, orada birikebilir veya kan dolaşımına nüfuz ederek organlara kadar gidebilir. Her ne kadar yiyecekler yoluyla bu toksinlere maruz kalsak dahi yine bazı doğal besinler bağırsaklarda ağır metalleri bağlayarak dışkı yoluyla vücudumuzdan uzaklaştırabilmekte, kan dolaşımından karaciğerde detoks ederek böbrekler ve idrar yoluyla atımını destekleyebilmektedir. Doğal ağır metal süpürücü besinleri mutfağınızdan eksik etmeyerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.


DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Her öğünü eksiksiz yiyin.
Öğünler arası 4 saat kuralını unutmayın.
Akşam yemeğini yatmadan 3 saat önce bitirin.
Her öğünde 2-3 su bardağı su için.
Günde 3 fincan kahve tüketin.
Çay serbest.
Maden suyu günde 2 şişe için.
Her gün 45 dakika tempolu yürüyün.


YAŞLANMA KARŞITI ETKİ SAĞLAR

Akdeniz diyeti biliyoruz ki; tüm hastalıklardan koruyan ve otofajiyi en iyi yükselten beslenme şeklidir. Yeter ki, doğru planlanırsa hem yağ yakıcı etkisiyle hızlı zayıflamanızı da sağlar. Ve özellikle detoks içeren besinlerle de Akdeniz tipi beslenme planlandığında ağır metal maruziyeti de azalır. Bu özel beslenme programım ile hem sağlıklı yağ kaybedebilir hem hücrelerinizi yenileyebilir hem de toksinlerden vücudunuzu da arındırabilirsiniz. Bu beslenme programımı 2 ayda bir 10 gün uygulayarak eskiyen hücreleri yenileyebilir, ölü hücrelerin vücuttan atımını hızlandırabilir, otofajiyi yükseltebilir ve telomerlerinizin kısalmasını önleyerek yaşlanma karşıtı etki sağlayabilirsiniz.

TÜRKİYE'DE OBEZİTENİN NEDENLERİ

Obezitenin temel oluşum nedeni yeme düzenindeki değişiklikler olduğunu kesin olarak biliyoruz. Ve tüm obezite konusunda çalışan otoriteler de eğer yeme düzenimizi kontrol altına almazsak obezite gün geçtikçe daha da fazla kişiyi etkileyeceğini de açıkça ifade ediyor. Peki neden kilo alıyoruz diye sorarsanız yanıtı çok açık diyebilirim.

AKTİVİTE YAPMIYOR VE KALORİLİ BESLENİYORUZ

Şu an yaşadığımız yaşam tarzı düzensiz öğünler, aktivitesiz bir yaşam ve daha yoğun ev dışında ya da eve dışarıdan yemek söyleyip yeme üzerine kuruludur. Toplumun büyük bir kesimi sabah poğaça, simit, açma, gofret, aromalı hazır sütler, sade ya da kremalı kahveler, hazır paket bisküvi, tost, börek çeşitleri gibi hızlı satın alıp karın doyurmak için kahvaltıyı bu şekilde yapmaktadır. Öğle yemeklerini ise iş yerinde yemek servisi veriliyorsa çıkan yağlı ve kalorili yemeklerden bol kepçe, iş yerinde yemek çıkmayanlar ise ekmek arası döner, İskender, köfte porsiyon (yanında pilav veya patates kızartması), pizza, pide, hamburger, makarna, tatlıları sıklıkla yediğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

ATIŞTIRMALIKLARDA YÜKSEK YAĞ, ŞEKER, ENDÜSTRİYEL FRUKTOZ YÜKLÜYORUZ

İş yerinde akşamüzeri çay saati olduğunda ya iş yerinde servis edilen veya çekmecelerde ya da sipariş ile bisküviler, kekler, tuzlu krakerler, kurabiye, gofret çeşitleri istisnasız her gün yenmektedir. Taze meyve, kuruyemiş ve kuru meyveler ise daha bilinç düzeyi yüksek iş yerlerinde obeziteden korunmak için tercih edildiğini de biliyoruz. Ev hanımları, emekliler, çalışmayanlar ise evde pasta, börek, kek, bisküvi, mayonezli salatalardan şerbetli tatlılara sütlü tatlılardan çikolataya kadar sürekli atıştırmaktadırlar. Durum böyle olunca aslında obezitenin toplumun her kesiminde ortaya çıkmasına şaşırılmamalıdır.

SAĞLIKLI AMA GİZLİ KALORİLİ TARİFLER ŞİŞMANLAMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR

Sağlıklı ve doğal besinlerden hazırlanan gizli kalorili atıştırmalıklar hızlı kilo almayı ve yağlanmayı sağladığı da bir gerçektir. Hurmadan, cevizden, Hindistan cevizi yağından yapılan bir kek ya da kurabiye bir kalori bombasına dönüşebilmekte fazla yağ ve meyve şekeri yüküyle çok kolay fazla kalori alımına bağlı olarak kilo almayı kolaylaştırabilmektedir.


DOĞAL DETOKS BESİNLERİ

1 DİYET LİFLERİ
Araştırmalar özellikle inülin ve pektin içeren diyet liflerinin kan dolaşımında ve bağırsaklarda yerleşen özellikle civa ağır metalini süpürebildiğini göstermektedir. Buğday rüşeymi inülinden zengin olmakla beraber, elma, ayva ve mürdüm eriğinin pektinden zengin olduğunu belirtmeliyim. Yoğurdunuza buğday rüşeymi ekleyerek ara öğünde bu taze meyveleri yiyerek özellikle civanın toksik etkilerini aza indirebilirsiniz.

2 YÜKSEK KLOROFİL İÇEREN BESİNLER
Klorofil molekülünün yine ağır metallerden civa ve alüminyum detoksifikasyonunda etkili olduğu bildirilmektedir.
Dereotu bol klorofil içeren güçlü bir detoksifikandır.
Maydanoz, kişniş, brokoli, ıspanak, kereviz sapında da bolca bulunan klorofil bağırsaklardan ağır metallerin süpürülmesini sağlar.

3 SÜLFÜRLÜ BESİNLER
Allil grubu sülfür içeren besinlerin arsenik, civa, alüminyum ve bakır gibi birikiminde toksik etkileri olan ağır metalleri süpürebildiği çalışmalarda gösterilmiştir. Taze soğan, kuru soğan, pırasa, Brüksel lahanası, turp gibi sülfürlü besinlerin kan dolaşımında ve bağırsaklarda olan ağır metalleri antioksidatif etkiyle vücuttan uzaklaştırdığı gösterilmiştir. Bu sebzeleri salatalara koyabilir veya pişenleri zeytinyağlı yemeği olarak sofranızda yer verebilirsiniz.