Yemen'in 'inatçı savaşçılıkları'yla bilinen Husî'lerin azmi kırılır mı

Yemen'in 'çetin ceviz' savaşçıları olan 'Husî'lerin yiğit, gözüpek savaşçılarını tebrik edip, Siyonist İsrail rejimince öldürülen yüksek yöneticileri için başağlığı dileyerek...

Yemen Hükûmeti'nin başbakanı Galib 'el-Rehavî ve (Husîlerin Siyasi Büro Direktörü, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü, Kabine Sekreteri, Adalet Bakanı, Ekonomi ve Ticaret Bakanı, Dışişleri Bakanı, Tarım Bakanı ve Halkla İlişkiler Bakanı olmak üzere) üst dereceli yetkililerden sekiz kişi öldürülmüş bulunuyor.

Husî yönetiminin önde gelen isimlerinin Siyonist İsrail rejimin tarafından yapılan hava bombardımanlarında öldürüldüklerinin açıklanması, şoke edici bir gelişme sayılabilir.

Çünkü, bu gibi savaşlarda, en üst kadroların ve hele de lider kadrosunun hedef alınmasından, 'mukabele-i bilmisl /aynıyla mukabelede bulunmak' hakkının doğacağı kanaatiyle kaçınılması, genel bir gelenek halindedir.

Aynı şekilde, yarınlarda, Netenyahu ve yakın çalışma ekibi de aynı akıbetle karşılaşırsa, şaşılmamalıdır.

Yemen'in El'Cumhuriye televizyonu, yaklaşık bir yıl önce Başbakan olan ve gelecek hafta Başbakanlığı, Yardımcısı Muhammed Miftah'a devredek olan Rehavî'nin öldürüldüğü sırada birkaç yetkili isimle birlikte bir apartman dairesinde olduğunu bildirdi. Husi Başbakan Yardımcısı Muhammed Ahmed Miftah'ın Rehavî'nin yerini alacağı da belirtildi.

İsrail Savunma Bakanı Katz, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Netanyahu'nun güvenli bir "kırmızı telefon"dan saldırıyı takip ettiklerini de açıkladı. İsrail Savaş Bakanı, bu şahsiyetleri bir bombardımanda değil, tam hedef belirleyerek öldürdüklerini de belirtti.

İsrail'in bugüne kadar Yemen'e gerçekleştirdiği saldırıların hiçbiri, Husî füzelerini ve insansız hava araçlarını durdurmayı başaramadı; ancak Temmuz 2024'ten bu yana hiçbir Husî saldırısının silahı bir İsrailli yahudiyi öldürmediği de doğrulandı.

Hus, Yemen'de çetin, yalçın dağların bulunduğu bir bölge olup, o yöredeki 'savaşçılık ruhu', sosyal bir gelenek halinde meşhurdur.

Yemen'in Osmanlı yönetiminde, sık sık patlak veren ve kolayca bastırılamayan isyanlarıyla o kadar meşhurdur ki, orduyla gidip, başarısız olan Kuyucu Murad Paşa gibi bazı sadrazamların başını bile yemiştir.

Evet, Yemen, Osmanlı'nın başını en çok ağrıtan coğrafyalardan birisi idi. (Yemen'in o tarih bölümünü daha derinlemesine ve ne kadar baş ağrıtıcı olduğunu öğrenmek isteyenler, tarihçi Prof. İhsan Süreyya Sırma Hocamızın 40 yıl öncelerde yayınladığı, 'Osmanlı'da Yemen İsyanları' konulu kitabını okuyabilirler.)

Kezâ, o dönemleri anlatan ve, 'Ah o Yemendir, / Gülü çemendir, /Giden gelmiyor, Aceb nedendir.

'Burası Muş'tur, /Yolu yokuştur, / Giden gelmiyor, /Aceb ne iştir..' şeklindeki seferberlik ağıtlarında Muş şekline dönüşen mekân ismi, gerçekte Hus idi. Ancak Hus, halkımız arasında bilinmediğinden, o mekan ismi Muş'a dönüşmüştü. (Kaldı ki, Muş, Hus gibi olmayıp, dümdüz uzayıp giden bir ovaya, Muş ovasına sahib bir bölgedir..)

Bugün, 42 milyon kadar nüfuslu ve ekonomik açıdan oldukça fakir olan Yemen halkının üçte birinin Zeydîyye (5 İmam Şiası) olduğu kabul ediliyor. ('5 İmam'/ Zeydiyye' ve '7 İmam Şiası /İsmailiyye', - kendilerini, Hz. Ali Şiası olarak niteleseler bile, İran'daki '12 İmam Şiası'/ Caferîyye, onları Şia'dan saymamakta ve dışlamaktaydı.

Çoğu diğer Arab beldeleri gibi, Yemen de, Osmanlı sonrasında çok acılar çekti. Önce, İmam Yahyâ dönemindeki uygulamalar ve sonra 1960'lı yıllardan sonra arka arkaya gelen hükûmet darbelerinin daha bir şiddetle ortaya çıkardığı kabile ve aşiret savaşları derken...

Yemen, bir iç savaş sonunda, 1970-90 arasında Kuzey ve Güney olmak üzere, ikiye bölünmüş ve Aden şehrini başkent yapan Güney Yemen, Marksist bir rejimin eline düşmüştü. Kuzey ise, yine San'a başkentinde yönetip, Amerika ve Batı ülkeleri tarafından da destekleniyordu. İran da, İran-Irak Savaşı yıllarında Saddam'a karşı çıkan Güney Yemen'i destekliyordu.

Ancak, 1990'da Kuzey Yemen, Güney Yemen'i yenilgiye uğratmış ve Yemen birleşmiş ve güçlü Husî kabilesinden olan Ali Abdullah Salih, 34 yıl sürecek bir Husî hakimiyeti tesis edecekti. Ancak, Ali Abdullah Salih, 2011'de '