Trump bildiğiniz gibi... Dünyayı olmasa da, kendi halkını kandırmaya devam edecek gibi...

Önce esef verici bir konuya değinmeliyim:

İtalyan başbakanı Georgia Melonie, Gazze konusunda, İsrail rejimi denilen Siyonist haydutlar ve katiller çetesi'ni bir hanım duyarlılığıyla ağır şekilde suçlaması ona ne kadar da yakışmıştı.

Ama, Amerikan Başkanı Trump'ın hanımı Melania'nın da, parçalanan yavruları karşısında feryatlar koparan Filistinli çaresiz annelerin, hemcinslerinin ruh halini anlar herhalde diye devreye girmesini bekleyenler, onun ilgi alanının başka yönlere olduğunu gördüler.

Çünkü o hanım, hayat arkadaşının, Gazze'deki 100 bine yakın insanın öldürülmesi için silah yardımı yapmasına engel olacak bir tavır belirtmekten bile uzaktı. Ve o da, tıpkı Trump gibi, insanların öldürülmelerine, insan olarak değil, sadece kendi dünya görüşünden olup olmadıklarına göre değer veriyordu. Nitekim, Trump'ın, Ukrayna savaşını durdurma konusunda Putin'i ikna edemediğini görünce, devreye girip, kendisinin de Putin'e bir mektup yazdığı ve 'Sayın Putin, sen savaşı durdurabilecek güce sahipsin'.. diye onu etkilemeye çalıştığı görüldü.

Haydi , bu davranışına da iyi niyetli bir yaklaşım diyelim.

Ama, 'Mss. Melania', eğer bir inancın varsa, o inancının en kutsal değerinin aşkına, yüreğin niçin sadece Ukrayna Savaşı'nda öldürülen ve çoğu asker olanlar için ve nicelerinin dediği gibi 'İki tarafı da Hristiyan olan insanlar birbirini öldürüyor..' diye yanıyor da; Filistin'de - Gazze'de yıkıntıların altından çıkarılamayanlarla birlikte 100 bini aşkın savunmasız çocuklar, kadınlar ve diğer sivil insanlar öldürülürken, tıpkı Trump gibi, bir vicdan körelmesine müptela olup sessiz kalıyor.. Bunu kendisine sorabilir mi Ki, Gazze'de, halen de her gün, yüzlerce yavrular bombardımanlar altında parçalanırken, açlık , slah olarak kullanılırken, Mss. Melania, yanındaki adama ve onun baş destekçisi olduğu Netenyahu'ya bir şeyler söylemeyi ve yazmayı da akletmiş midir

Materyalist, her şeyi maddî değerlerle ölçen dünya görüşünüz, sizi bu kadar mı bir taş duvar haline getirdi Melania hamfendi

GELELİM, TRUMP'IN KOMİK HALLERİNE...

Güreşlerde pehlivanlar rakiplerine, birden bire dalmazlar; el-ense çekerler, rakibin gücünü, direncini, ânî hareketler yapma kabiliyetlerini anlamaya çalışırlar; bu bakımdan, Putin- Trump görüşmesi de öyle bir güç denemesi şekline geçti denilebilir. Her ne kadar Trump'ın, yüksek iddialı psikolojik savaş taktiklerine tutmadıysa da ve Alaska görüşmelerinden eli boş dönenin Trump olduğu Amerikan kamuoyunda genel bir kanaat halinde ise de Trump yine de başka yöntemler bulmaktaki becerisini sergiledi denilebilir.

Çünkü, Trump'ın Putin'le 'Alaska Buluşması'nın kamuoyuna nasıl yansıtılması gerektiğine dair ilginç bir fotoğraf, 'Beyaz Saray' tarafından özel olarak seçilip verilmişti medyaya.

Bu fotoğrafa bakanlardan, Trump ve Putin'i bilmeyenler yaşlı bir patronun, işine son vermek üzere çağırdığı bir personelini azarladığı ve onun üzerine parmağını dayayıp üstenci tavrını sergilediğini söyleyebilirlerdi. Çünkü, Putin de, o anda patronu karşısında hatasını kabul eden bir personel gibi gözüküyordu, o bir anlık sahnede.

Evet, Trump, hele de Amerikan halkına, 'Görün, Putin'i nasıl da azarladım ve karşımda nasıl da sessiz ve de suçlu gibiydi.' demek istiyordu âdeta.

Halbuki, dünya diplomasi çevreleri ve hatta Amerikan medyasındaki bir çok gözlemci ve yorumcular bile öyle demiyorlar.

Üstelik, Trump'ın her konuda uzun uzun nutuklar çekerek açıklamalar yapması bilinirken, bu görüşme sonrasında, 'Tam bir anlaşma olmamışsa, anlaşma olmamış demektir.' gibi kısa birkaç cümle kurması, Putin'i istediği noktaya getirmediğinin bir işareti sayılıyor haklı olarak.

Hele, Alaska'daki zirve görüşmesine ilişkin ABD hükümetine ait belgelerin bir kamu otelinin yazıcısında bırakıldığının anlaşıldığına dair haber ise, bu başarısızlık yorumlarının üzerine tüy dikti, ABD medyasını dehşete düşürdü. Beyaz Saray Basın Sözcüsü, bu iddiayı "çok komik" diye yalanlasa da... O açıklamada, 'Bu gibi haberlerin, Trump tarafından artık beslenmeyenlerin marifeti olduğu' gibi tuhaf suçlamalar yapılması da ilginçti.

Dahası, 'Kuralları güçlüler koyar' ve 'Bir yere asker girdi mi, oradan müzakere yoluyla çıkmaz.' gibi güçperest kurallar geliştiren Trump'ın, Putin'den, 'Ukrayna'dan geri çekilmesini istemesinin, kendisiyle çelişkiye düşeceği endişesiyle, öyle bir talepten açıkça bulunmadığı anlaşıldı.

Bu yüzden, bugün, Beyaz Saray'a çağırdığı Ukrayna Başkanı Zelensky'den, 'Rus askerlerinin ele geçirdikleri Ukrayna topraklarını, Dinyeper Nehri'nin sol kıyısı ile Rusya arasındaki topraklardan Donbass vs bölgelerin Rus ordusunun kontrolüne geçtiğini kabullenmesi yönünde telkinde bulunacağı bekleniyor.

Bunda muvaffak olursa Trump, bazı nadir elementler açısından zengin Ukrayna bölgelerini yerlerini Amerika'nın kullanımına bırakmak yolundaki anlaşmayı Zelensky'ye dayatmasından ayrı olarak; Putin'e de bazı bölgeleri bıraktıracağı ve böylece '