Sert bir 'diplomatik kış' yaşanırken, içte ve dıştaki gelişmeler

Kışın oldukça soğuk günlerinde 'sıcak' ve sert bir 'diplomatik kış'da yaşıyoruz. Türkiye, kendisine karşı Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de, hangi güçlerin kuklası oldukları bilinen terör örgütlerinin gizlendiği yerleri, evvelki gün -80 kadar savaş uçağının katılımıyla- bir kez daha, 8-10 saatlik bir hava bombardımanıyla ezdi. Üstelik de, 'O bölgelerde her şey bizden sorulur.' havasını atan Rusya ve Amerika'nın dikkatlerinin Ukrayna konusu üzerinde yoğunlaştığı bir sırada, ilginç bir zamanlamayla.Irak Hükûmeti, bu gibi durumlarda, 'kendi toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi' şeklindeki itirazını bildiriyor. Türkiye ise, 'Senin toprak bütünlüğüne saygı gösteririm, ama, bu saygı adına, teröristlerin orada yuvalanıp terör eylemleri sergilemesine seyirci kalamam. Sen, önce kendi topraklarındaki o terör odaklarını yok et!' karşılığını veriyor. Irak Hükûmeti ise, 'O bölge bizim kontrolümüzde değil.' diyerek, Amerika'yı işaret ediyor. Evet, Irak Hükûmeti'nin Kandil ve benzeri yerlerdeki hâkimiyeti, kağıt üzerinde.Aynı şekilde, Kuzey Suriye'de de, Türkiye-Suriye sınırı, Fırat'ın doğusu ve batısında yer yer ve Amerika ve Rusya'nın ve onların kuklası terör odaklarının elinde; yer yer de, 'Fırat Kalkanı', 'Zeytin Dalı' ve 'Barış Pınarı' gibi 'askerî harekât'larla, Türkiye'nin kontrolüne geçmiş bulunuyor.İlginç bir gelişme de, Amerika'nın bütün dikkatinin Ukrayna'ya yöneldiğinin sanıldığı bir sırada, Amerikan özel operasyon güçlerinin DAİŞ'in yeni lideri Hâşimî Kureyşî ile çocuk ve kadınlardan 12 kadar sivili de Suriye'de İdlib yakınlarında, Türkiye sınırına 3 km uzaklıktaki bir küçük yerleşim biriminde katletmesi.Amerikan Başkanı Biden, bu saldırıyı, büyük bir zafer havası içinde ve 'Amerikan menfaatlerini tehdit edenleri dünyanın neresinde olursa olsun ezmeye muktedir oldukları' mesajıyla birlikte açıkladı. (Eski Amerikan Başkanlarından Obama, Mayıs-2011'de Usâme Bin Laden'Ie; Trump da, Ekim-2019 sonunda DAİŞ'in o zamanki lideri Ebûbekr Bağdâdî ile onlarca sivili de bir operasyonda katlettirmişti.) O operasyonlarda katledilen mâsum çocukların ve savunmasız sivillerin kanları, emperial güçlerin içkilerine 'meze'dir artık.Yûnus Emre'nin deyimiyle, onların 'Yedikleri yoğsul eti, içdikleri kan...' Putin, Ukrayna'yı yutmak ve NATO'yu bölmekte başarılı olur muBu satırlar yazılırken, Türkiye Başkanı Tayyib ErdoğanUkrayna'nın başkenti Kiev'de, Rusya ile -zâhirde Ukrayna, gerçekte ise- Amerika ve NATO dünyası arasındaki yüksek gerilime bir çare bulmanın çabası içindeydi. Erdoğan, 'tansiyonu düşürmek' konusunda 'taraf'lara ev sahibliği yapabileceklerini belirtiyordu.Bu açıklamalar son derece önemli. Çünkü, son 100 yıl içindeki 2 büyük Dünya Savaşı da başlangıçta öngörülememişti. Erdoğan işte o tarihi de göz önünde bulundurarak, tarafları itidale çağıran ve taraflara eşit mesafede duran tek lider olarak, elini taşın altına koymaktan kaçınmıyor. Ukrayna, Erdoğan'ın çabasını umutla karşılayıp; Rusya da, isteksizce olsa bile kabul ederken; Amerikan tarafı ise, Türkiye'nin Ukrayna'ya destek mahiyetindeki çabalarını destekliyoruz.' diyor. Rusya, Ukrayna sınırlarına 100 bini aşan asker ve binlerce tank yığınağını sürdürüyor. Amerika da, eski komunist ve yeni NATO üyesi Doğu Avrupa ülkelerine asker göndermeye başladı. İki emperial güç de, karşılıklı bir güç gösterisi ve psikolojik savaş sürecindeler.Rusya, Ukrayna'nın NATO'ya kesinlikle alınmayacağı konusunda taahhüd istiyor. Amerika ise, böyle bir taahhüdde bulunmuyor. Amerika'yla