Amerikan emperyalizminin, Ortadoğu Müslüman coğrafyalarında 'her şeyi yapabileceği' ruhsatı vererek ve karşısında bir devlet ve ordu olmaksızın, 2,5 milyon Gazzeliyi 2 yıldır ezmesini 'savaş' olarak niteleyip, Siyonist katiller çetesinin günümüzdeki en gözü dönmüş barbarlarından Netanyahu'yu bir de 'savaş kahramanı' ilan eden Trump, coğrafyamıza 77 yıl öncelerden her türlü fitne-fesat planlar için saldıkları bu kişiye şimdi, biraz kızgın gibi gözüküyor. Çünkü, birkaç ay önce bu coğrafyaya gelip birkaç günlük ziyaret sonunda 3 trilyon 200 milyar dolar parayı aldığı kukla ve zalim rejimlerin halklarının hışmına uğrayıp devrilebileceklerinden endişe ediyor ve 'Bakın, BB'ye kaşlarımı çatıyorum, bir daha öyle yaramazlık yapmaz..' havasını vererek, bazılarının gönlünü ve servetlerini daha fazla almak istiyor; en başta da, Katar Emiri'nin.
Netanyahu ise hedefi büyüterek, Türkiye'yi ve Başkan Erdoğan'ı tahrik edip, yeni fitne planlarını kendi istediği zaman ve zeminlerde sergilemekle meşgul.. Suriye içindeki bir takım ayrılıkçı unsurları destekleyerek ve hatta Yunanistan'la oyunlar kurmaya ve de Güney Kıbrıs ve bölgemizdeki başka ne gibi ayrılık ve husumet odakları oluşturabileceklerinin çabaları içinde.. Hatta o kadar ki, Kuds-ü Şerif için, 'Bu şehir bizimdir ve hep bizim olarak kalacaktır ve asla bölünmeyecektir..' gibi laflar ediyor.
Gerçi Başkan Erdoğan 'Kimse bize tarih dersi vermeye kalkışmasın.. Kudüs 1000 senedir bizdeydi..' diyor, haklı olarak.. Ama, o 1000 yıllık süreden de öteye, Hz. Ömer zamanındaki fetihten sonra, Haçlıların eline de geçen Kudüs, 1187'de Selâhaddin Eyyubi komutasındaki Müslümanlar eliyle tekrar kurtarıldıktan sonra.. 1917'lere kadar, Müslümanların elindeydi.. Ne var ki, elimizden çıkışın acı merhaleleri de ders alınacak mahiyettedir, onu da unutmamak gerekiyor.
Bu arada, Ankara'daki Amerikan B. Elçisi Mr. Tom Barrack da boş durmuyor.
Bu acı konulara hele de 1920'lerden sonra nasıl getirildik, nasıl düşürüldük Bunun acı muhasebesini, 'Ben Müslümanım!' diyen her fert yapmak zorundadır, sadece devlet adamları, yönetici kadrolar değil.
*
Amerikan Başkanı Trump, 2-3 gündür İngiltere'deydi; ve İngiltere'nin Filistin Devleti'ni tanıma kararını değiştiremediğinin ipuçları vardı, karşılama ve müzakereler sırasındaki sözlerinde.
Ve muhabirlerin Gazze konusundaki sorularına ise 7 Ekim 2023'de HAMAS mücahitlerince Siyonist rejime vurulan darbenin, 'son asırlar boyunca görülmemiş bir zulüm olduğunu' iddia etmeyi sürdürdü ve sadece Gazze'de son 2 yıl içinde, çocuk-kadın ve savunmasız sivil demeden katledilen 100 bine yakın insanın acısını görmezlikten gelerek, 'Aksa Tufanı'nda Siyonist rejim tarafındakilerden hayatlarını kaybedenlerin acısını dile getirdi.. Çünkü insan olanlar, sadece kendileri gibi olanlardan ibaret.
Trump da Londra'da birlik olmanın zaruretinden bahsetti.
Evet, Netanyahu da hep, Yahudi temellerine vurgu yaparken, 2-3 gün önce, - asırlarca kendilerini lanetle anan, ezen Hristiyan dünyasına el uzattı, güç gösterisi havası vermeyi de ihmal etmeyerek -belki de ilk kez-, '(Judo- Chretien) Yahudi -Hristiyan Medeniyeti'nin korunması için işbirliğinden söz etmek gereğini duymuştu.. Bu tavrında, yüreğine oturmuş bir korku kendini hissettiriyordu.
*
Trump ise Londra'dayken, duygu ve düşünceleriyle, kendinin yakın alkışçılarından Charlie Kirk isimli kişinin, geçen hafta Utah Valley Üni.deki konuşması sırasında, 200 metre uzaktan ve boynundan vurularak öldürülmesi ile mantıkî dengesini daha bir yitirmişe benziyordu.
Nitekim, muhtemel 'katil'in yakalandığı açıklanınca, derhal, o kişinin 'idam edilmesi gerekir' diye kükremişti.
Amerikan kanunları eyaletlere göre değişik kararlar veriyor.. Bazı eyaletlerde idam cezası var, bazılarında yok.. İdam cezası verilen eyaletlerden bazılarında, asıl katilin başkası olduğunun DNA teşhisleriyle çok sonradan anlaşıldığı için mirasçılarına büyük tazminatlar ödenmesi gibi durumlarla karşılaşılıyor.. İdam cezası olmayan eyaletlerden birinde, katil diye müebbet /ömür boyu hapis cezasına çarptırılıp 45 seneye yakın süre cezaevinde kalan bir kişi, mahkumiyetinde adlî hata olduğuna karar verilerek tahliye edilmiş ve ileri derecede yaşlanmış olan bu kişiye, 10 milyon doları aşkın bir tazminat ödenmesine karar verilmişti.. İdam cezasının insaniliği tartışılıyor zaman zaman.. Utah eyaleti idam cezası uygulanan eyaletlerden.. Kurşuna dizmek, baş kesmek, asmak, elektrikli sandalyede cereyan verilerek veya zehirli iğne yapılarak idam şekillerinin her birisinin denendiği ve uygulandığı biliniyor. Ancak, idam cezası, adlî hataların telâfi edilmesine imkân bırakmadığından ve dönüşü olmadığından yine de tartışılıyor.
'CHARLİE KİRK' CİNAYETİ AMERİKA'YI DERİNDEN SARSMIŞA BENZİYOR
Eski Kaliforniya valilerinden "Terminatör" diye anılan Arnold Schwarzenegger'in 'muhafazakâr aktivist' olarak nitelenen 32 yaşındaki Charlie Kirk'ün öldürülmesi sonrasında ülkedeki bölünme ve öfkeyle beslenen siyasetin tehlikeleri hakkında yaptığı konuşmada, 'Amerika'nın dikkatli davranması gerektiği' konusundaki uyarısı ABD kamuoyunda derin yankı bulmuş.. "Uçurumun dibine daha fazla yaklaşmamaya çok dikkat etmeliyiz; çünkü uçurumdan aşağı düştüğünüzde, orada bir şey kalmaz.