Bazen günlük hadiseler o kadar yığılıyor ki, hiçbirisinin değinilip kenarından geçilmeyecek derecede iken, sadece birisine öncelik vermek, diğerleri 'nisyan'a, unutmaya terk etmek olur.
Halbuki her birisi de birkaç cümlecikle de olsa, değinilmeyi gerektiriyor..
Trump, dönüşü olmayan bir çılgınlık yolunda..
Trump'ın bir 'çılgınlığa' doğru yol aldığı konusunda, Amerika'daki bazı medya organlarında bile eleştiriler yükseliyor. Nitekim, dün CNN International'da, 'Trump'ın açıklamalarının ABD'nin Ortadoğu barış inşası tarihindeki en uçuk fikir olduğu yazılıyor ve 'dünyanın en güçlü demokrasisinin lideri böyle bir mecburî yer değiştirmeye öncülük ederse, geçmişteki tiranların suçlarını tekrarlamış ve kitlesel etnik temizlik programları için bir bahane oluşturacak..' deniliyordu.
Trump, dün de, Rusya- Ukrayna Savaşı'nın durması gerektiğini söylüyor; Zelenskiy ile görüştüğünü, Putin ile de görüşeceğini açıklıyor ve -acı çeken yüz hatlarıyla, 'İnsanlar 3 senedir milyonlar halinde ölüyor..' diyordu.. (Bu 'milyonlar' ifadesinin abartı olduğunu kendisi de biliyordur, herhalde.)
İnsan kaybı karşısında dile getirilen bu görüşler, ne kadar insanî bir yaklaşım, değil mi
Ama, bu kişi, Gazze'de ve Filistin'in her yanında ve de Lübnan ve Suriye'de askerî olmayan hedefleri, hastaneleri, 850 kadar câmi ve 3 kiliseyi de yakıp yıkarken ve o yıkıntılar altınca henüz tamamı çıkarılamamış olanlardan, üçte biri çocuklardan oluşan 70 binden fazla insan katledilirken, -İrlanda ve İspanya hariç- hemen hemen bütün AB ülkelerinin liderleri de bütün Amerikan makamlarıyla söz birliği ederek, 'İsrail'in kendisini savunmak için 'HER ŞEY' yapabileceğine cevaz verirken, Trump, Biden ve diğerlerinden farklı tek kelimelik bir ikaz veya itiraz cümlesi söylemiş miydi Ve daha evvelki gün de, en gelişmiş 3 bin bombardıman füzesi ve 7 milyar dolarlık yeni bir yardım paketinin verilmesini imzalamadı mı
Bu 'fren-tutmaz gücetapar' durdurulamayacak mı
Şimdi, Gazze'yi -kendi dünyalarının Monako'suna benzer şekilde- dünya sosyetesi için, kumarhane ve her türlü fısk-u fücûr merkezi haline getirmeye çalışacağını ve bunun için, İsrail'in Gazze'yi kendilerine bırakacağını söyleyen ve 2 milyon Gazze Müslümanını ise, başka ülkelere gitmeye zorlayan bu fâsık kişi, şimdi de, 'Güney Afrika'da siyahîlerin rejiminin 'beyaz'lara zulmettiği'nden söz ederek, o 'Beyaz' azlığı Amerika'ya alabileceklerini söylüyor; ve Güney Afrika rejimine de ekonomik baskılar, ambargolar uygulayacağını belirtirken; Güney Afrika'nın, İsrail rejimini, Gazze'deki soykırımı için Uluslararası Ceza Mahkemesine şikayet ettiğinden dolayı bu baskıları hak ettiğini de gizlemiyor..
Ama, 'Beyaz ırkçı diktatörlük' rejimine Nelson Mandela liderliğinde verilen ve 40 yıla yakın süren çetin mücadelelerden sonra o rejimin devrilip 'Siyah'ların iktidara geldiği Güney Afrika'da Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, 'bu sosyo-ekonomik baskılara asla teslim olmayacaklarını' açıklıyor.
Ve..
İran'dan yansıtılan bir tezgâhlama..
Trump'ın, 'Ben öldürülürsem, İran'dan bilinsin ve İran'dan geriye de hiç bir şey kalmaması için gerekenin yapılması konusunda yardımcılarına tâlimat verdiğini' söylemesi ardından, İran Lideri Seyyid Ali Khameneî de, 'Trump yönetimiyle görüşme fikri'ni reddederek, 'Onlarla görüşmenin "mantıklı, akıllıca ve onurlu" olmadığını gösterdiğini' tecrübelerimizden öğrendik' diyor..
Tam da, Türkiye istihbaratının başı olan İbrahim Kalın'ın İran'daki mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptığı ve 'Türkiye ile İran arasındaki münasebetlerin iyi komşuluk işlikleri ve kardeşlik hukukuna uygun seviyede geliştiği'ne ve 'PKK ve diğer terörist gruplarla mücadelede işbirliği yapılması' konusuna dair açıklamalar yaptıkları bir sırada, havayı bozmak için birileri devreye girmişe benziyor..
Şöyle ki: 9 ay kadar önce, bir helikopter kazâsında vefat eden İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisî'nin refikası Cemile Alem'ul-Hüdâ'nın bir videosunda, 'Türkler bizim düşmanımız..' şeklindeki bir söz söylediği sosyal medyaya sunuldu..
Önce söz nedir ve söyleyenin kimliği, eski bir cumhurbaşkanı olmanın ötesinde nedir Bunlara bakılmadan, videonun ülkemizde de, üstelik çarpıtılarak yayılmasında birlerinin tezgâhı olabileceğini düşünmek gerekmez mi
'İran'ın stratejisinin tarih boyunca önemli olduğu'nu belirten bu hanım, düşman olarak sadece 'Türkler'den söz etmiyor; Moğollar, Araplar, Türkler geldiler..' diyor; bir orta mektep talebesinin çok sıradan bilgilerini hatırlatacak ifade tarzıyla..
Doğrudur, Hz. Ömer zamanında, -o zaman için çoğu- Araplardan oluşan Müslüman askerler, Qadisiye Savaşı'nda Sasanî Devleti'ni yenip onun hayatına son verdiler.
Selçuk oğulları da, Maverunnehr