Trump için Amerikan Başkanı değil, Amerikan İmparatoru demek bile yetersiz.. Yeni zamanların Haçlı Kralı..
Özellikle Haçlı Kralı diyorum.. Çünkü dünyanın en uzak köşelerindeki ihtilaflı konuları bile muhtemel bir 'savaş odağı' olarak hayal edip, onları da yatıştırdıysa, '7 savaşı durdurdum' diye böbürleniyor; bu iddiasını her vesileyle tekrarlayarak ve 'Var mı benim gibisi..' diyerek..
Bununla da yetinmiyor, Nobel Barış Ödülü'nün kendisine verilmesi gerektiğinin çeşitli mahfillerde konuşulduğunu da söyleyerek, bu propaganda ile o ihtimale zemin hazırlıyor.. Eğer Nobel Komitesi, bu kişiyi bir de Barış Ödülü'yle taçlandırmazsa, onun sözlü saldırı savaşına şimdiden hazır olsun!
Trump'ın belki Hindistan ve Pakistan arasında ortaya çıkan ve bir nükleer savaşı da tetikleyebilecek gerilimin yatıştırılmasında rolü olmuştur.. Ki, o da şüpheli... Çünkü Hint siyasetçileri ve kumandanları o gerilim günlerinde Pakistan ordusunun kendilerine karşı hiç de beklemedikleri çok etkili silahları kullandığını ve bunların gerçekte Türkiye tarafından üretilip Pakistan'a verilen silahlar olduğunu söyleyerek, hınçlarını Türkiye'ye yöneltiyorlar.
Yani, Hindistan-Pakistan yüksek geriliminin savaşa dönüşmesini engelleyen de Trump değildi.
Ama Trump, geçen hafta, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'ten de, isim vermeksizin, 'Pakistan Başbakanı, mareşal' diye söz ediyordu aynı konuşmada, hem de 2-3 kez. O kadar medya muhabirleri de, ya bilmiyorlar, ya da bildikleri halde, Trump'ın yanlışını düzeltecek cesareti bulamıyorlardı. Böylece askerlik mesleğiyle bir ilgisi olmayan Şahbaz Şerif de 'mareşal' rütbesine erişmiş bulunuyor!!
25 sene önceki ABD başkanlarından (Oğul) Bush da, bir TV programında, dönemin Pakistan Cumhurbaşkanı General Pervez Müşerref için, ismini hatırlayamadığından, sadece 'General.. General!!..' diye söz etmişti.. Şimdiki Başbakan ise, Trump'a göre, 'Mareşal'liğe bile yükselmiş bulunuyor!
*
Trump'ın, 'durdurduğunu' söylediği bir diğer savaş'ın da 'Arnavutluk ve Azerbaycan arasındaki savaş' (!!) olduğunu' ve '1 saat içinde bitirdiğini' söyleyiverdi, geçen hafta, Ermenistan yerine, Arnavutluk..' diyerek.. (Dün, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, AB toplantılarından birinde, Trump'ın bu yanılmasıyla dalgasını geçiyor ve, 'Bizi niye tebrik etmiyorsunuz.. Baksanıza, Trump, bizi, Azerbaycan'la farkında bile olmadığımız bir savaş halinden kurtarmış ve barıştırmış.. ' diyordu.) Gerçekte ise, 'Azerbaycan -Ermenistan gerilimi'ni barışma eşiğine Başkan Erdoğan getirmişti, ama, iki rejim arasındaki anlaşma metnini Başkan Erdoğan'dan rol çalarak Trump imzalatmıştı, iki tarafı Washington'a davet ederek.. Meğer, Balkan Yarımadası'nın Adriyatik sahillerindeki Arnavutluk ile, 3-4 bin km. kadar doğuda, Hazar Denizi kıyısındaki Azerbaycan arasında bir savaş varmış da, kendilerinin de bizim de haberimiz yokmuş ve Trump bu savaşı da bitirmiş!.
'Bu gibi şahsî yanılgılar herkes için de söz konusu olabilir' denilebilir, ama, burada sözünü ettiğimiz kişi, hiç bilmediği konularda bile, dünyaya nizâmât vermeye çalışıyor.
Düşünelim ki, Mr. Trump özellikle de Müslüman coğrafyalarının kalbi mesabesinde olan Gazze ve Filistin konusunda yeni entrika planları üretip, âlâ'y-ı vâlâ ile açıklayıverdi..
Gazze, bu programla, aslında, işgalci İsrail için bir daha tehlike teşkil edilemeyecek şekilde, Filistinli olmayan bazı Arap ülkelerinin güçlerinden oluşturulacak (yani, Amerika ve İsrail'in taleplerini gözetecek) bir yönetimce idare olunacaktı.. Sadece bu bile program, her bir toplumun insan özgürlüğü ve hakları çerçevesi bir tarafa bırakılıp, Gazzelileri kendi iradelerine göre yönetilmek için hesaplandığını ortaya koyuyordu..
*
Evet, Trump, bu yeni programını anlatırken, bir de, 'Ortadoğu'da 2 bin yıldır yaşanmamış olan barış dönemini başlatıyoruz..' gibi, sadece iddialı değil, tarihî gerçeklerle de ilgisi olmayan sözleriyle bu planını cilalıyor, parlatıyordu.. Anlaşılıyor ki,