Bunlar ölçü değil mi

Mahalli yöneticilerin belirleneceği seçime şunun şurasında 35 gün kaldı. Her iki taraf da olanca güçleri ve ikna taktikleriyle seçimleri kazanmak için elinden geleni yapıyorlar.

Vaatler havada uçuşuyor, güler yüzle olmadık ve belki de gerçekleşmesi mümkün olamayacak sözler dahi veriliyor. Tabii böyle olunca vatandaşın, bilhassa ilk defa oy verecek olan gençlerin kafası karışık. Çünkü yeni seçmenler 21 yıl öncesini yani Ak Parti'nin iktidarda olmadığı zamanı bilmiyorlar.

Kafası karışık bir dostum aradı: "Abi ne yapacağız bu seçimde" diye sordu.

Böyle olunca kendisine, "Ülkemizin iyiliğini istemeyen, adeta geleceğimize düşman olan odakların tercihlerine bakarak doğruyu bulmak kimi desteklememizi gösteren yollardan biri olabilir" diye cevap verdim.

Halen bile neredeyse bütün dünyada Türkiye aleyhine faaliyet gösteren, ülkemizi gammazlayan şer niyetli güçlerin başında gelen FETÖ müthiş bir Ak Parti ve Tayyip Erdoğan karşıtı propaganda peşinde. Yalan, iftira, hakaret dolu videolarla ve akla gelmedik başka yollarla yaptıkları bu.

Bunlar değil miydi daha 15 Temmuz'da 252 vatandaşımızı şehit eden, TBMM'ye ve güvenlik görevlilerimize bombalar yağdıran hain terör örgütü

Ya on binlerce insanımızın kanına giren PKK, YPG ve türdeşleri Dehşetli bir şekilde aynı yoldalar. Sayın Cumhurbaşkanımız seçilmesin diye olağanüstü gayret gösteriyorlar.

DEAŞ, DHKPC ve diğer terör örgütleri de aynı hedefi işaret ediyor.

Türkiye aleyhine açıkça tavır koyan yurt dışı mahfiller de Erdoğan seçilmesin diye çekinmeden, bıkmadan, utanmadan görüş serdediyor, ellerinden geleni ardına koymuyorlar.

Yani memleketimizin düşmanları hep aynı hedefi gösteriyor, Erdoğan karşıtlığında birleşiyorlar.

O zaman kime oy vereceğim diye düşünmenin, tereddüt etmenin gereği var mı

Sonra ana muhalefet partisinin açıkça bölücülerle işbirliği yaptığını anlıyoruz. Birçok belediye başkanlıklarını PKK'nın Meclis'teki uzantısı olan partiyle birlikte belirlediklerini görüyoruz. Yani onlara verilmiş her oy aynı zamanda PKK'ya da verilmiş olmuyor mu

Bunları anlattığım kafası karışık arkadaşım, "Mesajı aldım, haklısın" dedi.

MİNNET VE ŞÜKRAN

RUH SAĞLIĞIMIZA YARARLI

Minnet veya şükran kelimesi TDK Sözlüğünde, 'Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu' olarak tarif edilmiş. Diğer sözlüklerde ek olarak, 'Gördüğü bir iyiliğe teşekkür etme', 'Bir insanın aldığı yardımdan dolayı duyduğu memnuniyet duygusu' şeklinde de açıklanmıştır.

Şimdi sorabiliriz: Birine samimi olarak 'size şükran borçluyum' veya 'size müteşekkirim' sözünü en son ne zaman söyledik

Ancak giderek artan psikolojik kanıtlar minnet duygusu taşıyan insanların daha başkalarını dikkate alan, kararlı, enerjik, coşkulu, yardımsever, başka insanlarla ilgili, neşeli ve iyimser olduklarını ortaya koymaktadır.

Buna ek olarak, son araştırmalar minnet duygusunun psikologların sizin 'dayanışma duygusu' adını verdikleri özelliğiniz ile ve yaşamın başa çıkılabilir, anlamlı ve anlaşılabilir olduğunu kabul etmeniz ile güçlü bir ilişki içinde olduğunu göstermiştir. Minnet duygusunun böyle kendini iyi hissetme hali üzerinde güçlü ve kalıcı bir etkisinin olması deneyimlerinizi olumlu olarak yeniden çerçevelendirmiş olmanızdan kaynaklanmaktadır.