FETÖ kumpasları

FETÖ kumpasları

SEFA SAYGILI

Geçtiğimiz haftaki yazımızda FETÖ'nün iftira, yalan, taraftarları için soru çalma ve kumpaslarla bilinen ve tanınan tehlikeli bir terör örgütü olduğundan söz etmiştik. Ancak okurlarımızdan bazıları bu iddialarımızı açmamızı istediler. Bu yüzden ben de yazımda bizzat yaşadığım ve tanıklık ettiğim bazı olayları anlatmak istiyorum.

Çekingen (!) kişiliği olan genç

Hain FETÖ kanlı darbe teşebbüsünden birkaç yıl önceydi. 18 yaşında bir genci muayene için getirmişti babası. Önce gencin problemi ile ilgili babasını dinlemek istedim. "Neyi var delikanlının Niçin muayene ve tedavi ettirmek istediniz" diye gencin babasına sordum.

Babası oğlunun bir problemi olmadığını, ancak askeri psikiyatrist tarafından "çekingen kişilik" teşhisi konduğunu, bu yüzden çok yüksek puan aldığı askeri okul sınavlarından elendiğini anlattı. Delikanlının ortaokul ve lisede arkadaşlarıyla uyumunun iyi olduğunu, canlı ve neşeli, çevresinde sevilen bir kişi olduğunu söyledi. 'Ben oğlumun başkalarıyla bir iletişim problemi olduğunu ne duydum ne de tanıklık ettim' diye sözlerini sürdürdü.

Öğretmenlerinin de ondan hep övgü ile bahsettiğini de sözlerine ekledi.

Sonra genci içeri aldım. Yaşına uygun duygulanıma ve gelişim özelliklerine sahipti. Gerçekten psikiyatrik hiç problemi yoktu. Kendisiyle ve etrafıyla barışık, geleceğe umutla bakan, iyimser bir delikanlıydı. Hayat doluydu.

Ancak subay olmayı çok istiyordu. Psikolojik yönden elenmesine hem çok üzülmüş hem de bir anlam verememişti. Askeri hekimin kendisini 3-5 dakika kadar içeride tuttuğunu, başkaca teste tabi tutmadığını söylüyordu. Şaşılacak şekilde yapılan muayeneye ve gence konulan teşhise anlam veremedim. Babasına oğlunun son derece sağlıklı olduğunu, endişe edilecek hiçbir şey olmadığını izah ettim. Fakat bu olay içimi kemirmeye başladı. İşin içyüzünde ne vardı

Askeri psikiyatristin adını almıştım. Araştırmaya başladım. Elbette bir tahminim vardı. Sonunda durum netleşti. Bu genç psikiyatri hekimi, Hain Fetullah Terör Örgütü'nün beyni uyuşturulmuş bir üyesiydi. Verilen emri uyguluyordu. Mesleğine, insanlığına, varsa İslamlığına ihanet içerisindeydi.

Bu kalleş örgüt askeri sınav sorularını ele geçiriyor, kendi zombilerine vererek yüksek puan almalarını sağlıyorlardı. Arada sızan gerçekten zeki ve bilgili çocuklar varsa bu haşhaşi hekimler devreye giriyorlardı. Ve onları da böyle uyduruk teşhislerle, damgalamalarla ekarte ediyorlardı.

Ancak hesap edemedikleri bir şey vardı ki zulmün de bir tahammül sınırı vardı. Rabbim bu dünyada O'nu inkâra, din düşmanlığına sabrederdi de zulmün ağırlığına tahammül edemezdi.

Evet, FETÖ'cü hainlerin bu olay gibi her yönden umulmadık zulümleri vardı, tahammül sınırını aştılar ve şimdi yedikleri tokat bunun sonucuydu.

Kalp hastalığı olan (!) genç

28 yaşındaki gencimiz ise yeni nişanlanmıştı. Nişanlısını çok seviyordu. Ancak bir derdi vardı ki ona evlilik öncesinin mutluluğunu yaşatmıyordu. Derdi ise kalp hastası olduğuna olan takıntısı idi. Hâlbuki kalbi sağlamdı ve muayene olduğu birçok doktor tahliller de yaparak problem olmadığını söylemişlerdi. Peki, neden kalp hastalığına takmıştı ve bu saplantı nereden geliyordu

Hikâyesini dinlediğimde gencimizin FETÖ mağduru olduğu anlaşılıyordu:

Bu genç askeri okulu yüksek puanla kazanmış, okulda da oldukça başarılı sonuçlar alır olmuştu. Diğer öğrenciler arasından sivrilmişti. Asker olmayı da çok seviyor, ileride ülkesini düşmanlardan canı pahasına koruma görevi onu şimdiden mutlu ediyordu.

İşte bu sırada farkında değildi ama askeri okula sızmış FETÖ'cü çete onun bu başarısından rahatsız oluyordu. Askeri okulun imamı 'İleride bu kişi bizim yetiştirdiğimiz zombilerin yerine yükselebilir. Bunun ekarte edilmesi şart' diye karar çıkardı. Önce disiplin suçu vererek gencin önünü kesmek istediler. Akla gelebilecek her yolu denediler ama olmadı. Bir çıkar yol bulamadılar. Genç disiplinli, çalışkan, uyumlu, ciddi idi ve askerliği de çok seviyordu. Hatta ağır idmanlar yaptırarak pes etmesini istediler yine olmadı.