Bu nasıl siyaset, bu nasıl mantık

Az önce bazı dostlarla sohbet ediyorduk. Tabii konu hemen gündemdeki yakında yapılacak olan seçimlere geliyor ve karşılaştığımız garipliklere, tuhaf olaylara ve mantık dışı davranışlara geliyor. "Siyasette olur böyle şeyler" demek zorunda kalıyoruz.

Günümüzde sadece siyasette değil; dini söylemlerde, ticarette o kadar çok saçmalayanlara rastlanıyor ki şaşırıyorum. Bariz şekilde mantıksız olan düşüncelerini, davranışlarını ateşli bir tarzda savunuyorlar. Hangisini söyleyeyim bilemiyorum. Ama bugün siyasetle ilgili birkaç örnek vermek istiyorum:

Şahıs CHP'nin önde gelen simalarından. Partinin üst seviyelerinde görev almış, defalarca milletvekillik yapmış, şimdi de Kadıköy'den (CHP için kupon adaylık yani seçilmesi garanti kabul ediliyor) belediye başkanı olmak istiyor. Olmayacağı söylendiğinde "Esenyurt'a da razı olurum" diyor. Orasının da olmadığını öğrenince ağır bir mesajla istifa ediyor:

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel ilkeleri tüzük ve programında yer almaktadır. Ne yazık ki geçen zamanda CHP çağdaş uygarlığı hedefleyen, Türkiye'de iktidar olma ve halka hizmet etme amacına sahip Atatürkçü ve sosyal demokrat bir parti kimliğinden uzaklaştırılmış,

Hiçbir objektif koşul, liyakat ve ehliyetin olmadığı,

Parti içi hemşericilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı,

Partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı,

Türkiye'de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu,

Parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı, parti hukukuna ve açıklamalarına güvenerek emek sarf eden insanların emeklerinin gasp edildiği,

İdeoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap - çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüştür.

Partinin her makamında görev alma onuruna erişmiş, her zaman sokakta, halkın içerisinde Türkiye'de iktidar olmak için çalışmış benim için ortaya çıkan bu tablo acı ve üzüntü vericidir."

Görüldüğü gibi düne kadar kurmayı olduğu partiye en ağır suçlamalar yaparak istifasını veriyor. Aday olmadığı belli olunca bu açıklamaları yapıyor, belli ki bunları önceden de biliyor.

İstediği yerden aday gösterilmeyen CHP aday adaylarının birçoğu yine kayırma, ahbap-çavuş ilişkileri ile adayların belirlendiğini ifade ediyorlar. Üstelik o kadar gürültü çıkıyor ki şaşıyorsunuz.

Ya o PKK'nın meclisteki uzantısı olan partiyle işbirliği konusu yalanlarla ve saptırmalarla adeta millet kandırılmaya çalışılıyor, insanlarımız enayi yerine konuyor. Terör örgütü lideri "Desteğimiz CHP ve İmamoğlu'ndan yana" diyor. Saplantılı partililer (bazıları gazeteci kılığında bunların), "Terörist başı böyle demesinin Ak Parti lehine olduğunu bilir. Demek ki destekleri CHP'den değil Ak Parti'den yana" mavalını hemen söyleyebiliyor.