Bu gidiş nereye
SEFA SAYGILI
Toplumumuzda ahlaki çöküntü had safhaya ulaşmıştır. Oluklardan artık nur değil, kir akmaktadır. Uyuşturucu, kumar, alkol, fuhuş toplumun her kesimini tehdit etmektedir. Gereken tedbirler alınmadığı takdirde insanımızı bu felaketlerden kurtarmamız imkânsız hale gelecektir. O zaman ne yapmalıyız
Ünlü ekonomist Şeref Oğuz ensonhaber'e verdiği mülakatta; "Fakirlerimizi doyuramadığımız için değil, zenginlerimizin gözünü doyuramadığımız için bu durumdayız. Herkes kısa yoldan haketmediği bir zenginliği istiyor" demiştir.
"İnsanlar yasalara göre davranır" gerçeğiyle, öncelikle aileyi ve toplumu tahrip eden yasalardan kurtulmalıyız. Fuhuş, yeni ceza yasasıyla suç olmaktan çıkarılmıştır. Türkiye'de 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nda fuhuş yapmak suç ve kabahat olarak düzenlenmemiştir. Fuhuş yapan kişiler (kadın ve erkek ile LGBTİ bireyleri) suç faili olarak tanımlanmamaktadır. Ceza yargılamalarında fuhuş yapan kadın (LGBTİ bireyleri) mağdur, erkek ise tanık olarak tanımlanmaktadır. Fuhuş yapan kadın savcılığa şikâyete geldiğinde mesleğini "seks işçisi!" olarak açıklayabilmektedir.
Anayasa Mahkemesi, seks işçisi bir travestiye fuhuş nedeniyle yaptırım uygulanması üzerine yaptığı bireysel başvurusunu "Fuhuş yapmak 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlanmadığından ve 5326 Sayılı Kanun'un hiçbir hükmünde fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek fiili de kabahat olarak belirtilmediği" gerekçesiyle haklı bulmuştur. Son günlerde ortaya saçılan müptezel ilişkiler, fuhşun suç olmamasından kaynaklanmaktadır. Dünyada sadece 8 ülkede fuhuş serbesttir. Maalesef bu sekiz ülkeden biri de Türkiye'dir. Almanya'da bile toplum kuruluşları ve muhalefet, "Avrupa'nın genelevi olduk!" "Fuhuş yasaklansın!" itirazlarına başlamıştır.
Özellikle televizyonlarda gündüz kuşağında izlenme rekorları kıran müptezel programlar; ahlaksızlığı, fuhşu, zinayı ve sadakatsizliği normalleştirmektedir. Kocasını ve çocuklarını bırakıp sanal âlemde tanıştığı erkeklere kaçanlar, birden fazla erkekle beraber olup doğan çocuğunun babasını DNA testi ile arayanlar sıradan bir olaymış gibi sunulmaktadır. Maalesef bu programların çoğu da ahlakı ve aileyi koruması beklenen kanallarca yapılmaktadır. Teşhir edeyim derken ahlaksızlık teşvik edilmektedir. Sigara ve alkole uygulanan kısıtlamalar ahlaksız, sapkın programlara, dizi ve filmlere de uygulanmalıdır.
Önce AHLAK ve MANEVİYAT sloganıyla başlanan mücadelenin geldiği aşama içler acısıdır. Geçmişin hızlı mücahitleri alenen

18