Kalın ve Fidan'ın Washington çıkartması, ABD ile yeni bir dönemin habercisi mi

İçinde bulunduğumuz hafta Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin son dönemde girdiği hareketliliğin kazandığı ivmeyi gösteren önemli gelişmelere sahne oluyor.

Bu durumu iki ülke arasındaki temas trafiğinden okuyabiliyoruz. Ankara'dan Washington'a ilk ziyareti Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın yaptı. Kalın, önceki gün ABD'deki mevkidaşı Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) Başkanı Williams Burns ile bir araya geldi.

Kalın'ın Burns ile görüştüğü önceki gün, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Washington'a hareket etti. Fidan, bugün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile buluşacak.

Geçen hafta bu yoğun temasların hemen öncesinde doğrudan Ankara-Washington ekseninde olmasa da, iki ülke arasındaki siyasi diyalogu çok yakından ilgilendiren kritik bir ziyaret gerçekleşti Suriye'ye.

ABD'nin Ortadoğu'dan da sorumlu olan Merkezi Komutanlığı'nın (Central Command) tepesindeki komutan Orgeneral Michael Erik Kurilla, birçok ülkeyi kapsayan bölge turu içinde Suriye'nin kuzeyine de uğradı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Washington'da bu hafta gerçekleşmekte olan görüşmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan sonra nasıl ileri götürülebileceği konusunda arayışlara sahne olurken, Kurilla'nın Suriye ziyareti bu diyalogta belki de en dikenli başlık olan ABD'nin Suriye'de PKK uzantısı gruplarla kurduğu askeri ittifak meselesinin altını çiziyordu.

Bütün bu temasların iç içe geçerek karmaşık bir bütün oluşturduğunu söylemek mümkün.

Önce Kalın ve Fidan'ın görüşmelerine bakalım. Bu temaslar iki önemli gelişmenin ertesinde gerçekleşti. Önce Türkiye, bir buçuk yılı aşkın bir süre sonra İsveç'in NATO'ya katılımına ilişkin nihai onay işlemlerini sonuçlandırdı. Hemen ardından ABD yönetimi, bu adıma Türkiye'nin yeni F-16 alımı ve ayrıca mevcut F-16'ların modernizasyonu için bekleyen talebini Kongre'den geçirerek karşılık verdi. Karşılıklı atılan bu adımlarla ilişkilerde yepyeni bir durum ortaya çıkmış görünüyor.

Son günlerde yapılan bütün değerlendirmeler, bu gelişmelerle birlikte ilişkilerde olumlu bir gündem üzerinden ilerleme sağlanabileceği konusunda iyimser beklentilere kaynaklık ediyor. Burada yaşanan hareketliliğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir Beyaz Saray ziyaretine kadar uzanması da muhtemeldir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Erdoğan zaten önümüzdeki 9-11 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan NATO zirvesi için bütün diğer NATO ülkeleri liderleriyle birlikte Washington'da olacaktır. NATO'nun kuruluşunun 75'inci yıldönümüne rastlayacak olan bu zirvenin ABD'nin ev sahipliğinde gösterişli bir atmosferde gerçekleşmesi bekleniyor.

İlişkilerde beliren yeni iklime bakınca, bu zirvenin öncesi ya da sonrasında Beyaz Saray'da bir Biden-Erdoğan buluşması şaşırtıcı olmayacaktır.

Altını çizmemiz gereken bir durum, bu zamanlamada Türkiye'nin Rusya ile özellikle ticari ilişkilerinde bazı ciddi sıkıntıların baş göstermeye başlamış olmasıdır.

Biden yönetimi, bir süredir Rusya'ya uyguladığı ekonomik ambargoyu sıkılaştırmak amacıyla Türkiye üzerinden bu ülke ile yapılan ticareti sınırlamak üzere yoğun telkinlerde bulunuyor, bu konuda bazı adımlar atıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Alınan bazı tedbirlerin sonucu Türkiye'nin Rusya ile bankacılık işlemlerinde bir dizi sıkıntıların baş gösterdiği, Türkiye'nin bu ülkeye ihracatında bir düşüşün başladığı anlaşılıyor. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Alexey Erkhov, geçen ay TASS'a yaptığı açıklamada iki ülke arasında bankacılık transferlerinde "majör sorunlar" yaşandığını ve karşılıklı olarak bunları çözmeye çalıştıklarını belirtmiştir.

Türkiye'nin Rusya'ya yaptırımlar konusunda özenli davranması beklentisi, geçen ayın sonuna doğru Ankara'ya gelen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşen ABD'li senatörler Chris Murphy ile Jeanne Shaheen'nin gündemlerindeki en önemli başlıklardan biriydi.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Murphy, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin, Rusya'nın yaptırımların etrafından dolanabileceği bir ülke olmaması gerektiğini" söylemişti.

Özetle, son günlerdeki bütün olumlu mesajlara karşılık, Rusya'ya yaptırımlar meselesi Türkiye ile ABD arasındaki diyalogun gündeminin sıkıntılı bir boyutunu oluşturuyor.

Şimdi konuya biraz daha geniş bir çerçevede bakalım. Beyaz Saray'da başkanlığının son yılında olan Biden'ın döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler genellikle sıkıntılı bir çizgide seyretmiştir. Başkan Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın bir çalışma ilişkisi kurmaktan uzak durmuş, ilişkiler genellikle dalgalı bir şekilde savrulmuştur.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ancak Demokrat Biden'ın yeniden seçime girmeye hazırlandığı bir sırada ilişkilerde ilk kez ciddi anlamda bir düzelme eğilimi uç vermiştir.

Burada ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Çünkü bundan sekiz ay sonra kasım ayında ABD'de başkanlık seçimi yapılacaktır ve kamuoyu yoklamalarında Cumhuriyetçi aday Donald Trump önde görünmektedir.

Biden herkesi şaşırtacak sürpriz bir atağa kalkıp seçimi kazandığı takdirde, ABD ile ilişkiler girdiği düzelme eğrisi üzerinden önümüzdeki kasım ayından itibaren de olumlu yönelişini sürdürebilir.