Manevi hizmetlerde de 'liyakat'

Gençlerde çağla birlikte gelen kendine has tarzlar var.

Bu illa ki kötü demek de değil. Murat, üniversiteyi yeni bitirmiş, Risale-i Nurları tanıyan, namazını kılan, okumayı seven, himmeti yüksek bir genç. Dikkat çeken özelliği, Risale-i Nur derslerinde öğrendiklerini günlük hayatında yaşayan birisi. Bu yönüyle örnek bir genç. Kur'ani hakikatlerin her Müslüman'ın hayatında yaşanır halini görmek istiyor. Hatta aynı camia içinde -haklı olarak- Nurların hakikatlerini orada olan herkesin yaşanmasını bekliyor.

Gittiği yerlerdeki görüştüğü insanlarla bu beklentiyle iletişim kuruyor. Tabii aynı hassasiyeti her yerde bulamayınca bu sefer hakikatlerde mi, ben de mi yoksa böyle insanlarda mı problem var diye gel-gitler yaşamaya başlıyor. Öğrendiği hakikatleri günlük hayatında yaşamayan, hizmetlerdeki nezaketi sergilemeyen ama belli manevi makamlara gelmiş; liyakatsiz kişileri görünce, "Bu insanlar bu haliyle buralara nasıl geliyor" diye çelişkiler yaşamaya başlıyor. Liyakat devlette olmayınca nasıl ki devletin şefkatli, adaletli yüzü görünmüyorsa; aynı liyakat iman ve Kur'an hizmetlerinde de olmayınca, bu sefer gençlerde dini, dindarı sorgulama; dinden, cemaatten soğuma söz konusu oluyor. Yani temsiliyet makamında olanların, mes'uliyeti daha da artıyor.