İnsan kelime kelime ısınır, kelime kelime soğur. Kelime kelime kurulur anne ile bağ.
Nefes nefes hayat dokunur bedene, ruha. Gayb âleminden gelen duygular ile şehadet âleminde yaşayan bedenler tanıştırılır dünya menzilinde. Böylece birinin adı anne, birinin adı evlât olur. Baba, önce dilde hece hece kelime olur, sonra gönülde baba. Bu birliktelik bir cennet atmosferi olan ailede kurulur. Buralarda kelime kelime sevgi taşınır yüreklere. Her kelime bir güçlü bağ olur iki gönül arasında. Sonra bu bağlar kopmaz birer halata dönüşür iki dünyayı içine alan. Sonra tanışarak sosyal çevre kurulur kelimelerle. Derken, evin avlusundaki tel örgü gibi kelime kelime oyun arkadaşlığı kurulur.
Her biri bir dünya olan kitaplar da öyle. Birden ısınılmaz üsluba. Önce yazarın çokça kullandığı kelimelerle tanışılır, sonra o kelimeler birer sandal olur ve yazarın özel dünyası, adacığına geçilir, kelime kelime kurulan cümlelerle. 'Ben onu tanıyorum, onu çok seviyorum." dediğiniz insanları düşünün. Öyle ilginç bir geçmişi vardır ki bu birlikteliğin. Bazen beklenenin ötesinde bir hızla, tanımlayamadığınız unsurlarla kopmaz bağlar kurulur kelime kelime. Her kelime belli aralıktaki sokak lambası gibi bu dostların yürüyeceği yollara aydınlık olur. Uzunca bir geleceğe uzanacak dostluğun kurulmasına tanıklık eder.
Cennet de Cehennem de sakini tarafından kelime, kelime kurulur.
"Kabul" bir kelimedir. "Red" bir kelimedir. "Kabul"de kalmaz hiçbir şey. Kelime kelime ibadete dönüşür nefesler. Kaderin şekillenmesine öncülük eder cüz'i irade. Her yenilenen hücre, öncesi ile bağlantı kurabilmek için yeniden bir "kabul" ister. Sürekliliktir kimlik. "Müslümanım" demek, bütün zamanları içine alır. Zübeyir Gündüzalp onun için imanı muhafaza etmeyi her gün on sayfa Risale-i Nur okumaya bağlar. "La ilahe illallah" bir yenilenmedir. Yoksa okumadığı kitaba soğur insan. Okumazsa, dile yabancılaşır kelimeler. Konuşmadığı, görüşmediği arkadaşa, dosta soğur insan. Gitmediği, gelmediği sohbet ortamlarına soğur. Kelimeler hayat bağı olur davaya. Hatıralar kurulur kelime kelime. Ve her hatıra bir sonrasına bağlanır. Yoksa 'gözden ırak olan gönülden de ırak olur' ve bağ kopar. "Bir zamanlar" diye kurulmaya başlanır cümleler. Soğumak, yıkım kelime kelimedir.