Duygu değişince ses tonu da değişir

Daha önce aynı şehirde birlikte hizmetler ettiğimiz bir kardeşimizle bir vesileyle telefonla görüşme durumu hasıl oldu.Güzel düşüncelerle ama biraz da tereddütle telefon rehberinden ismini bulup arıyorum. Telefon çalıyor, çalıyor, bende de heyecan arttı artıyor. Açtı açacak. Çok beklersin derler ya, onun gibi ben de çok bekledim, bekledim... Biraz sonra telefonum çaldı. Baktım ilgili kardeş. 'Kardeş' derken torun torba sahibi kocaman adam. Ben hemen açtım ve konuşmaya başladım. Neden aradığımı ifade ettim. Ama daha iş oralara gelmeden, ses tonu ciddi şekilde bir yabancılık, bir soğukluk hissettiriyordu. Muhabbet açılsın diye sorduğumuz sorular hep orta yerde kalıyordu. Durum belli ki duygu değişmişti. Doğrusu anlaşılmayan bir şey vardı orta yerde. Ben, kendisiyle tanıştığımız mekanda halen sohbetlere, birlikte heyecanlar paylaştığımız Yeni Asya gazetesini almaya devam ediyorum. Birlikte muhabbet çayları içtiğimiz insanlarla birlikteliğimiz sürüyor. Ortamı terk eden, alınan meşveret kararlarına muhalefet eden, gazeteyi almayan, aidiyet bağlarını kesen, karşılaşıldığında selam vermeyen, telefon açıldığında muhabbetsiz kelimeler sarf eden kendisi, ama suçlu yine biziz.