Haftanın vurgunu

Fenerbahçe maça 0-0 değil, 1-0 önde başladı. Gol bu kadar erken gelince, Fenerbahçe'nin şov yapacağını düşünmüştüm. Kötü yanıldım. Önde basan, hızlı hücum eden, sürekli atak geliştiren, rakibin çıkmasına izin vermeyen Fenerbahçe ortada yoktu. Fenerbahçe'den beklenen futbolun bütün özelliklerini, erken yediği gole rağmen Ankaragücü uyguladı. Orta sahayı aldı, Fenerbahçe'den beklenen önde baskıyı Ankaragücü yaptı. Kenarları çok iyi kullandı, savunma arkasına çok etkili toplar attı. Ankaragücü savunma arkasına attığı bu toplardan iki de gol buldu, ancak ofsayt gerekçesi ile VAR'dan döndü. Ofsayttan dönen gollerden birincisi, "kıl payı" değil, belki de çok daha ince bir ofsayttı. Ankaragücü'nün penaltı beklediği pozisyonda ise top Serdar Aziz'in omuzundan döndü ve "devam" kararı doğruydu. Ankaragücü'nün eleştirilecek tarafı, önde oynama isteğine rağmen sıkça yaptığı pas hataları oldu. Fenerbahçe özellikle sol kenarda çok aksadı. Önde Ferdi, arkasında sol stoper Szalai, rakibin kenardan gelen ataklarını kesmekte çok zorlandılar, çok top kaybettiler. Fenerbahçe orta alanında Crespo eski dinamizminden uzak kaldı. Valencia, İrfan Can'a yaptığı asiste rağmen etkili olamadı. İrfan Can'ın golünde kaleci Gökhan'ın büyük hatası, kötü oynamaya devam eden Fenerbahçe'yi rahatlattı. Oyunun rengi ikinci yarıda da değişmedi. Ankaragücü hücum etti, Fenerbahçe karşılamaya çalıştı. Ankaragücü her yerde basınca Fenerbahçe pas yapmakta, rakip alana çıkmakta, hızlı hücumda ciddi sıkıntılar çekti. Ancak 70'li dakikaların başında Ferdi'nin alışılmış hızlı hücumları başlayınca Fenerbahçe rakip yarı alanı hatırladı. Hatta bu yarının çok önemli iki pozisyonunu Fenerbahçe buldu ama atamadı. Önce