Fetih, huzurve güven...

Müslümanlar, hâkim oldukları her yerde halkın hürriyetini gözetmiş, canlarını, mallarını ve namuslarını emniyet altına almıştır."

İslam Medeniyeti -5-

Hazreti Ömer Kudüs'ü fethedip İslam topraklarına katınca Kudüs ahalisine şöyle bir emân güven mektubu verdi:

"İş bu mektup, Müslümanların halifesi Omer'in (radıyallahu anh)Kudüs ahalisine verdiği eman güven mektubudur ki, onların varlıkları, hayatları, kiliseleri, çocukları, hastaları, sağlam olanları ve diğer bütün milletler için yazılmıştır. Şöyle ki:

Müslümanlar, onların kiliselerine zorla girmeyecek, kiliseleri yakıp yıkmayacak, kiliselerin herhangi bir yerini tahrip etmeyecek, mallarından bir habbe tanecik bile almayacak, dinlerini ve ibadet tarzlarını değiştirmeleri ve İslam dinine girmeleri için kendilerine karşı hiçbir zor kullanılmayacak. Hiçbir Müslümandan en ufak bir zarar bile görmeyecekler. Eğer kendiliklerinden memleketten çıkıp gitmek isterlerse, varacakları yere kadar canları, malları ve namusları üzerine eman verilecektir. Eğer burada kalmak isterlerse, tamamen teminat altında olacaklar. Yalnız Kudüs ahalisinin verdiği cizyeyi gelir vergisini vereceklerdir. Eğer Kudüs halkından bazıları, Rum halkı ile birlikte, aile ve malları ile beraber çıkıp gitmek isterlerse ve kiliselerini ve ibadet yerlerini boşaltırlarsa, kiliseleri ve varacakları yere kadar, canları, yol masrafları ve malları üzerine eman verilecektir. Yerli olmayanlar, ister burada otursunlar, isterlerse gitsinler, ekin biçme zamanına kadar, onlardan hic?bir vergi alınmayacaktır.

Allahu azimus?s?anın ve Resulullahın (sallallahu teala aleyhi ve sellem)emirleri ve bütün İslam halifelerinin ve umum Müslümanların verdiği sözler, is?bu mektupta yazılı olduğu gibidir."

Hazreti Omer "radıyallahu anh"Şam'a gelince, S?am ordusu Başkumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah "radıyallahu anh", emrinde olanlarla birlikte halifeyi Şam dışında karşıladı. Bu sırada Halife devesinden indi, sıra ile bindikleri deveye kölesini bindirdi. Çünkü binme sırası köleye gelmişti. Oradaki bir akarsudan geçerken Hazreti Ömer ayakkabılarını çıkardı ve suya girdi. Deveyi yularından çekiyordu. Bu sırada Ebû Ubeyde "radıyallahu anh" dedi ki: