Doktora Yeterlilik Sınavıyla imtihanım...

Bundan yaklaşık beş ay önce "Doktora Yeterlilik Sınavı" stresine girdim. Geçen hafta da sınava girdim ve çok şükür geçtim. Ama nedense stresim hâlâgeçmedi. Hani askerden terhis olursunuz da komutan telefon açıp geri çağıracak hissi gelir ya Öyle bir durum işte.

Doktora eğitimiyle askerliğin ne alakası var diyeceksiniz Şöyle: Eğitim yönetimi alanında öne çıkan isimlerin neredeyse tamamı erkek ve ortamda kavga gürültü hiç eksik olmuyor. Yani çok eril bir ortamda geriliyorsunuz.

Adamlar tarih boyunca yememiş içmemiş, teori oluşturmuşlar. Tam bir şeyi öğreniyorsunuz. Sonraki sayfada"O iş öyle olmaz!"diye bağıran birisiyle karşılaşıyorsunuz. Onu da okuyup hak veriyorsunuz. Ama sonraki sayfada başka bir grup satırlar arasında sloganlar atarak öğrendiğiniz şeyleri boşa çıkarıyor.

Mesela tam Taylor ve Fayol"Yönetim olayı artık bitmiştir"diye kutlama yaparken, Elton Mayo ve arkadaşları heyecanla fabrikadan fırlayıp"Bittiniz oğlum siz!"diyerek rapor yazmaya girişiyorlar.

Weber"Herkes yerini bilecek. Akıllı olun!"diye bağırarak organizasyonun "astını üstüne" getiriyor. McGregor X ve Y koordinatlarında adam ayıklıyor. Argyrs"Çocuk musunuz siz ya Biraz olgun davranın!"derken, Fiedler nabza göre şerbet teorisini yazıyor.

Sonra birden Greenfield çıkıyor ortaya."Beyler, örgüt diye bir şey yok. Kafanızda kurup sonra kendiniz de inanıyorsunuz!"diyerek herkesi paranoyak yapıyor. Adam Smith"Bu ne ya! Herkes kendi işine baksın kardeşim!"diye sert yapıyor. Simon"Arkadaşım, bir karar verin artık ya!"diye sızlanıyor. En son Peter Senge yönetimi de öğrenmeyi de organizasyona ihale edip arkasına yaslanıyor.

Düşünce tarihi de çok karışık. Schopenhauer"İnsan kötülükle doğar. Boşuna kasmayın!"diye ortaya bir laf atıyor. Rousseau"Çocukların bir günahı yok birader, sen kendine bak!"diye tepki koyuyor. Locke da"Aynen kardeşim. Hatta tabula rasa"diye duyar kasıyor. O sırada Descartes sobanın içinde"İçim ürperiyor, ya ben de yoksam"diye mırıldanıyor.

Sonuç olarak isimler birbirine karışıyor, teoriler çorba oluyor. Siz tam"Ne yapacağım ben ya sınavda!"diye düşüncelere dalmışken de içinizden bir ses,"Panik yapma! Bu adam kim diye soran olursa, eski bir düşünür dersin sevgilim"melodisini mırıldanıyor.

Ne öğrendim

Sınavdan önce böyle bir yazı yazsam"sınava hazırlık"kapsamında değerlendirilip yanlış anlaşılabilirdi. Ama sınavı da geçtiğime göre, artık gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim: Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölümü gerçekten çok değerli hocalara sahip.

Öğrendiğim bilgilerin birçoğunu unutacağım belki ama bazı şeyler var ki asla unutulmaz. Aşağıda on madde hâlinde sıraladığım bu kazanımların oluşmasını sağlayan değerli hocalarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hakları ödenmez.