Kâbus

Birkaç haftadır hep kötü haberler okuyoruz. Neşemiz kaçtı, içimiz şişti. Okudukça"Nasıl olur ya İnsan nasıl bu kadar kötüleşebilir"diye hayret ediyoruz. Bu sorunun muhtelif cevapları var elbette ama ben bir cevap üzerine yoğunlaştım bu ara. Cevaba geçmeden önce birlikte biraz düşünce egzersizi yapalım.

Şimdi bu kötü haberlerde ismi geçen birisini düşünün.(Birkaç hafta önce iki kızı canice katledip intihar eden kişi olabilir mesela.)Sonra bu ismi aşağıdaki cümlelerin gizli öznesine yerleştirin ve okuyun.

İçindeki sesi dinledi, sınırları aştı, çerçevenin dışına çıktı, prangaları parçaladı, sürüden ayrıldı ve kendi hayat senaryosunu yazdı. Kendisine dışarıdan dayatılan hiçbir kuralı benimsemedi. Rutinlerle arası hiç iyi değildi, hayatı hep uçlarda yaşadı. Kendi seçimlerini yaptı, kendi kararlarını verdi ve sadece kendi aklına güvendi.

Uydu mu Bence uydu. Son dönemde kötü haberlerde başrolde olanların isimlerini tek tek deniyorum, cuk oturuyor hepsi. Hiçbir anlatım bozukluğu olmuyor.

Şimdi de aynı ismi alıp aşağıdaki cümlelere özne yapın.

Sınırları gözetti, çerçevenin dışına çıkmadı. Söz dinledi, toplumsal kurallara uydu. Aklına çok güvenmedi ve kararlarını danışarak aldı. Her işinde itidal üzere davrandı, haddini aşmadı, orta yoldan şaşmadı.

Uydu mu Uymadı elbette. Özne-yüklem uyumsuzluğu bariz bir şekilde hissediliyor.

Yukarıda yazdığım iki paragrafta da kişisel gelişim için tavsiyeler var. Ama ikinci bölümde yazan kişisel gelişim haritası mutlu ve huzurlu bir coğrafya için hazırlanmış. İlk bölümdeki ise bu coğrafyanın iklimini bozmak için.

Mevcut durumdan memnunsak, ilk bölümdeki sloganları gençlere boca etmeye devam edelim. Ama memnun değilsek artık kendi müfredatımıza dönelim. Çocuklara sınırların ne kadar önemli olduğunu, çerçevenin içinde kalmanın kıymetini anlatalım.

Çünkü çocukların kimyasını bu özgürlük budalalığı bozdu. Başlarını nereye çevirseler, marjinal olmakla ilgili bir mesaj görüyorlar. Filmlerden, kitaplardan hep isyan çığlıkları geliyor. Kural tanımaz bir gençlik peydahlamak için de namluya hep süslü cümleler sürülüyor:

Kendi doğrularından taviz verme, kendi seçimlerini yap, kendinle barış, kendine güven, kendi kendi kendi

Başlıklar hep güzel ama alt metinlerden resmen lağım akıyor!En büyük amaç herkesi kendi nefsiyle baş başa bırakmak.