Yemiyor, çalıyorlar!

Bu ülkede "çözüm sürecini" anıştıran her şeye karşı çıkanların içinde bile Kürt kimliğini inkâr eden artık kalmadı.
Yakın zaman öncesine kadar öyle miydi ya!..
Bir arkadaş, Kürtlerin varlığını zinhar kabul etmeyen biriyle askerde nasıl tartıştıklarını anlatmıştı:
"- Kürt diye bir şey yoktur!.."
"- Nasıl yok lan.."
"- Karda yürürken çıkardıkları 'kart-kurt' sesinden zamanla kendilerine Kürt denilmiştir. Aslında dağ Araplarıdır onlar. Gerçekte Kürt yoktur."
"- Oğlum sen hayatında hiç Kürt görmedin mi"
"- Gördüm!.."
"- O gördüklerin Kürt işte... Ne diye Kürt yoktur diyorsun"

Bir de Kürt kimliğini kabul eden ama havsalasına bir türlü oturtamayanlar var. Zarfı kabullenip mazrufu fehmetmekte zorluk çekenler yani.
Mesela, kimliğini kabul ettikleri Kürtlerin anadillerinde konuşmasını ve geleneklerine bağlı yaşamasını (hadi "yadsırlar" demeyeyim de) tuhaf bir hayretle karşılıyorlar.
İlk gençlik yıllarımda bu hâle benzer bir duruma şahit olmuştum.
Ramazan ayıydı ve tüm şehir oruç tutuyordu. Günün birinde Hıristiyan bir turisti yemek yerken gören Hacı Dede diye hitap ettiğimiz bir komşumuz hayretle sormuştu:
"Oruç mu yiyor o"
Biz de doğallıkla "Evet" demiştik. "Niye" diye sorunca da "Çünkü Hıristiyan" cevabını vermiştik.
Hacı Dede ikna olmamış, tam aksine daha da celallenmişti: "Ne olursa olsun, oruç yemek de ne oluyor"

AK Parti milletvekili sevgili Hulki Cevizoğlu vaktiyle ne AK Partiliydi ne de muhalif. Siyasete mesafeli kendi hâlinde yurtsever bir Atatürkçüydü sadece. İşte o dönemde yaptığı "Ceviz Kabuğu" programlarının birinde "dinler" tartışılıyordu. Programına aldığı konuklar da aklımda kaldığı kadarıyla ilahiyatçı Müslümanlardı. Stüdyonun dışından canlı telefon bağlantısıyla katılan konukların arasında da seçilen konu gereği bir papaz vardı.
Laf lafı açtı; Cevizoğlu hayret içinde ama son derece de içtenlikle papaza sordu: "Siz Hazreti Muhammed'i peygamber kabul etmiyor musunuz"
Papaz hiç beklemediği bu soru karşısında abandone oldu. Papaz kem küm etti, geveledi, Cevizoğlu'nun stüdyodaki konukları "Onlar zaten Hıristiyan oldukları için..." gibi ifadelerle araya girmek istediler, fakat Cevizoğlu, "Bir saniye..." diyerek onları susturdu. Daha kararlı bir şekilde papaza sordu: "Biz Hazreti İsa'yı peygamber olarak kabul ediyoruz, siz Hazreti Muhammed'i kabul etmiyor musunuz"