Bir Ankara mafyası

Biz bu filmin kralını 17-25 Aralık'ta görmüştük. Anlaşılan o ki elemanlar değişse de yöntemler değişmiyor.
En önemlisi de "nihai hedef" değişmiyor.
Hedefin Cumhur İttifakı olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan da MHP Genel Başkanı Bahçeli de açık seçik dile getirdi.
Sayın Erdoğan'ın dünkü konuşmasındaki şu sözleri bunun kanıtı: "Cumhur İttifakı surlarında gedik açmak isteyenler olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Daha önce de bu tarz teşebbüslerle karşılaştık. Allah'a hamdolsun hepsinden güçlenerek çıktık. İnşallah yine aynısı olacak. Fitne ve nifak odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Cumhur İttifakı daha da güçlenerek, saflarını sıklaştırarak, dayanışmasını artırarak yoluna devam edecek..."
Soru şudur: 2013'teki "yargı susturuculu darbe" girişiminin üzerinden onca zaman geçtiği hâlde, nasıl oluyor da hâlâ bu tarz "kumpaslar" kotarılmaya çalışılabiliyor
Dahası, bu cesareti nereden alıyorlar


Her şey, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 8 Eylül 2023 tarihinde bir "Ankara mafyasına" yaptığı operasyonla başladı.
Söz konusu organize suç örgütünün bir numaralı ismi Ayhan Bora Kaplan tutuklandı.
Buraya kadar en azından görünürde anormal bir şey yok. Lakin, örgütün iki numaralı ismi Serdar Sertçelik'in Kıbrıs'tan Türkiye'ye getirilip tutuklanmasının ardından yurtdışına firar etmesine kadar her şey tuhaf.
Serdar Sertçelik'in faş ettiklerine bakılırsa sağlam bir kumpasın dosyası hazırlanmaya çalışılmış.
Bu kumpasta aktif rol alan Ankara Organize Müdürlüğü'nde görev yapan 4 kamu görevlisi dün itibarıyla gözaltına alındı.
Şayet konuşurlarsa, söz konusu ettiğimiz "nihai hedefi" araçsallaştırarak başka kimlerin işlerini görmeye çalıştıklarını da öğrenmiş olacağız.
Bu cesareti nereden aldıkları sorusuna dönecek olursak...
Harici ve dahili bedhahların fişteklemesinden, muhalefetin yerel seçimlerde aldığı sonuçlara, ekonomik sıkıntılardan seçim sonuçlarının Cumhur İttifakı üzerinde oluşturduğu duygusal dalgalanmalara kadar her şeyden cesaret almış olabilirler.