Öldü mü öldürüldü mü

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin "düşen" helikopteri "Nuh nebiden kalma" olsa da hava araçlarında önemli olanın yaş değil bakım ve modernizasyon olduğu gerçeği var. Bir gerçek daha var ki İran 45 yıldır ABD'nin amansız ambargosu altında. Lakin, söz konusu helikopterde Acil Durum Vericisi (ELT) olmamasının izahı olmaz. ELT var da sinyal vermemişse onun izahı hiç olmaz. Ayrıca, İran'ın iyi ilişkiler içinde olduğu Rusya veya Çin'den en azından cumhurbaşkanlarını taşıyan bir helikopter satın almak yerine, ABD yapımı o helikoptere mahkûm olmasını da fakirin aklı almaz.
Gelgelelim, bütün bunlar, İran Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan helikopterin enkaz görüntülerinin tuhaflığını ortadan kaldırmaz.
O helikopter ancak dağa çarpsaydı bu denli paramparça olur, kuyruğu bir tarafa, motoru bir tarafa saçılırdı. Zemin ortada. Kaldı ki, aynı hava şartlarına maruz üç helikopterden ikisi hedefine varıyor, sadece Reisi'nin helikopteri düşüyor!
Öncelikle karakutuya bakılacaktır. Tabii bir köylü alıp ineklerine yedirmemişse. Karakutu yenilir mi demeyin, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter "kazasında" millete neler yedirmeye çalışmışlardı, unutmayın.
Bugüne değin Beheşti'den Muhammed Ali Recai'ye kadar birçok evladı katledildi İran yıkılmadı, şimdi de yıkılmaz. Tam aksine, daha da kenetlenir.
Hâliyle, Özgür Demirtaş adlı pop ekonomist fazla sevinmesin.
"Onların Reisi'ni aldın, diğerlerinin Reis'ini da bir an önce yanına al Allah'ım..." diyen Emre Uslu "duasına" devam edebilir.
Köpeklerin bile duası kabul olur ama köpekleşenlerin olmaz.

Reisi'nin öldürüldüğü kuvvetle muhtemeldir. Olağan şüpheli de elbette İsrail-ABD'dir.
Dünya sisteminin dışına çıkan her ülke ama ambargoyla ama vekâlet savaşlarıyla ama terörlesuikastla cezalandırılır.
O kadar ki, Slovakya Başbakanı Robert Fico dünya sisteminin Ukrayna politikalarına karşı çıktığı için kurşunlandı desem başım ağrımaz.
Hep böyle olmuştur...
Şu garabete bakar mısınız: Bir grup ABD'li senatör, Netanyahu aleyhinde karar vermemesi için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni tehdit ediyor, mahkeme de hem soykırımcı Netanyahu hem de bu soykırıma direnen (İsrail tarafından tüm çocukları ve torunları katledilen) Haniye için tutuklama kararı alıyor.
İran'ın dünya sistemine biat etmediği için içeriden ve dışarıdan sıkıştırılıp hizaya çekilmek istendiğini bilmeyen yok. İran'ın defteri tastamam dürüldüğünde sıra Türkiye'ye gelecek. Öyle "biat" ettim demekle de bırakmazlar. Biat etmek demek Türkiye'nin parçalanmasına rıza göstermek demektir.