Yavaş mı İmamoğlu mu

"Gerçekleri kontrol eden, geleceği kontrol eder" demişti Orwell, 1984 adlı meşhur eserinde.
Gücü tahkim etmek için gerçeklerin nasıl çarpıtılarak algı oluşturulduğu üzerine Chomsky'den Harari'ye kadar birçok aydın diller dökmüştür.
Lakin en güzelini Z. Bauman kavramlaştırmıştır: "Gerçekliğin esnekliği"
Hazrete göre medya algılarımızı şekillendirmek suretiyle gerçekliğe "esneklik" kazandırmış oluyor.
Malumunuz, günümüz dünyasında gerçekler daha çok sosyal medya marifetiyle kontrol ediliyor.
O halde edebiyatçıdan veya filozoftan evvel "suyun başında duranların" ne dediğine bakmak gerekir.
Mesela, Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg şunu diyor: "Gerçeklik, kişinin gördüğü şeylerle şekillenir."
Demek ki, belirleyici olan neyi nasıl göstereceğinizden ibarettir.

Elon Musk da Zuckerberg gibi mi düşünüyor, bilemiyorum. Benim bildiğim şu sıralar Trump'ı "parlatmakla" meşgul.
Trump da nasıl "parıldıyor" aklınız durur. Mesela geçenlerde, "Harris başkan olursa İsrail yok olur!.." dedi iyi mi
İsrail'in yok olmasından kastettiği, "soykırım yapma özgürlüğünün" sekteye uğraması galiba.
Şu hale bakar mısınız: ABD'deki başkanlık yarışının sonucunu, hangi başkan adayının İsrail için daha kullanışlı olacağı belirleyecek nerdeyse.
Peki, ABD halkı bu kadar kötü olabilir mi
Yani, Gazzeli bebekleri paramparça eden, ambulansları, hastaneleri vuran, gazetecileri ve doktorları öldüren, Filistinli mahkûmlara tecavüz eden, "güvenli bölge" olarak ilan ettikleri yerlerdeki Gazzelilerin çadırlarını bombalayan İsrail'i destekleyecek kadar psikopat, ruh hastası olabilirler mi
Elbette hayır.
"Gerçekliğin esnekliğine" kurban gidiyorlar, hepsi bu.
Başka bir ifadeyle, İsrail yaptığı tecavüzleri de katliamları da Gazze halkının İsrail'e yaptığını sanıyorlar.
Zuckerberg'in dediği gibi "gerçeklik" algıları, onlara "gösterilenlerle" şekilleniyor.

"Gerçeklerin esnekliği" zindanından kurtulmak kolay değil. Ortada "hakikat" adına bir şey kalmıyor ki, neye tutunup kurtulacaksın!