Uslanmazsan şamar gelir

Emrihak vaki olup Bahçeli (maazallah) aramızdan ayrıldığında Cumhur İttifakı'nın yıkılacağı "vehmine" kapıldılar.
Gerçekleşmeyen beklentileri nekahet döneminde öyle bir paranoyaya dönüştü ki "Öldü ama saklıyorlar!" demeye başladılar.
Sayın Bahçeli ortaya çıkınca akıllara seza tüm komplo teorileri çöktü.
İçlerinde eşek kadar adamlar olsa da bunlar nihayetinde "otomatik portakal" tipler, üzerlerinde fazla durmaya değmez.
Bir de umutlarını Bahçeli'nin "ihanet" etmesine bağlayan oldukça "değişik" muhalifler var.
Sevgili Ahmet Davutoğlu bir ara bunların önde gidenlerindendi. (Değişmişse bilemem, takip edemedim.)
Özetle şunu diyordu: "Ecevit'le kurduğu koalisyonu (2001'de erken seçim yok dediği halde) 'erken seçim' marifetiyle yıkıp Ecevit'in siyasi hayatını nasıl ki bitirdi, aynı şekilde bu hükümeti de yıkıp Erdoğan'ın siyasi hayatını bitirecek..."
Sizin anlayacağınız, "Bahçeli güvenilmezdir" demek istiyordu.
"Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymayacak..." dedikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a demediğini bırakmayan birinden bunları duymak nereden baksanız tuhaf tabii.

Mümtaz'er Türköne de tıpkı Davutoğlu gibi Bahçeli'nin hükümeti düşürmesini istiyor. Lakin yöntemleri farklı; Davutoğlu Bahçeli'nin "ihanet" etmesini bekliyor, Mümtaz'er Türköne "kahramanlık" yapmasını.
"Kahramanlık" dediğim, Erdoğan süreci tırpanlayacak, Bahçeli de "Sen misin çözüm sürecine tırpan atan, hadi bakalım erken seçime!" diyecek.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın süreci tırpanlayacağını nereden mi çıkarıyor.. Hangi yolsuzluğu yaparsa yapsın, kim hangi tanıklıkta bulunursa bulunsun İmamoğlu'na ilişmeyin demediği için.
Gülmeyin. Üç aşağı beş yukarı dediği bu.
Neymiş efendim, "Terörsüz Türkiye" veya "çözüm süreci" hukuk, demokrasi olmadan olmazmış.
"Otonom yargının" (marangoz imamdan aldıkları direktifleri hükme bağlayan FETÖ'cü yargı aygıtının) hükümferma olduğu 2013'te, birlikte katıldığımız bir televizyon programında "Kürtçe'nin seçmeli dil olmasıyla birlikte Türkiye'de Kürt sorunu çözülmüştür..." diyen sanki kendisi değilmiş gibi.
Hak-hukuk-demokrasi ha!
FETÖ'nün 17-25 Aralık