Her şey hızla değişiyor, tarikatlar bile. Bir zamanlar televizyona karşıydılar, şimdilerde sosyal medyadan çıkmıyorlar.
Daha önce dercetmiştim, yineleyeyim:
Televizyon izlemenin modernlik gösterisi sayıldığı yıllarda merhum Attila İlhan Fransa'da bir sohbet esnasında (mealen) "Bizim ülkemizde yobaz olarak bilinen bir tarikat var, evlerine televizyon sokmuyorlar!.." deyince, Fransız aydını arkadaşlarının "Ne kadar ileri görüşlü bir tarikatmış..." karşılığını aldığını anlatmıştı.
"İlerlemeye" farklı bakan bu aydınlar, söz konusu tarikat müntesiplerinin gösteriş toplumunun vitrini mesabesindeki dijital medyada tasavvufun en "mahrem" addedilen meselelerini tartıştıklarına muttali olsalardı, "Çok değişmişler" mi derlerdi yoksa "Çok ilerlediler..." mi, bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: Bir zamanlar hoparlörle ezan okumanın bidat olmaklığı üzerinden dikkat çekerlerdi, şimdi hangisinin takipçisinin daha fazla olmaklığı dikkat çekiyor.
Demem o ki tarikatlar da değişti. Değişmeyen tek şey var CHP kafası.
Zira tastamam kadük kafa. Sorgulama ve fehmetme yeteneği yok. Ne anlıyor ne de anlamadığını anlıyor!

CHP kafası öyle değişmez, öyle çakılı bir kafa ki, CHP değişse de değişmiyor.
Malumunuz, CHP iktidar olma belasına zorunlu olarak değişiyor.
En azından, muhafazakâr sosyolojiyle barışmaya çalışıyor, bu uğurda kendini adeta paralıyor. Yoksa iktidar olamayacağını biliyor.
Ne ki, CHP kafasının böyle bir derdi yok, lök gibi duruyor.
İşin garibi iktidar olmayı, iktidarın "nimetlerinden" faydalanmayı en çok işbu CHP kafası istiyor.
Fakat iktidar olmak için CHP'nin barışmak isteği muhafazakârlardan nefret etmeye de aynen devam ediyorlar.
CHP elinden geldiğince gönüller yapmaya çabalarken CHP kafası ne çamlar deviriyor.

Bülent Arınç'ımızın "kahramanı" CHP Genel Başkanı Özgür Özel bile muhafazakârlarla barışmak için adeta balataları yakmıştı... Okul öncesi verilen din eğitimini "Orta Çağ zihniyeti" tesmiye etmiş, tepkiler üzerine, Avrupa'daki Orta Çağ zihniyetini kastettiğini söylemekle yetinmemiş, "İslam'ın Orta Çağ'ının utanılacak bir şey olmadığını" ilave etmek zorunda kalmıştı.