Normalleşmek acayip anormal

ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile Suriye arasındaki "normalleşme" çabalarına karşı olduklarını dile getirdi.
Yani, iki komşu ve Müslüman ülkenin "normalleşme" sürecine karşılar ama Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgedeki bilumum Müslüman ülkelerin soykırımcı İsrail ile normalleşmesini adeta dayatıyorlar.
Bu meyanda, ABD'nin Müslüman ülkelere çizdiği hedefinin hülasası şudur: "İsrail ile normalleşin ama Müslüman ülkeler olarak kendi aranızdaki cahili asabiyetler üzerinden sürgit anormalleşmeyi sürdürün..."
Yeryüzünde hiçbir terörist örgüt, "güvenli bölge" olarak gösterdikleri lokasyonlara sığınan mazlum Filistinlileri çoluk çocuk katleden İsrail rejimi kadar ahlaksız ve müstekreh olmayı başaramaz.
ABD işte bu denli ahlaksız bir rejimle normalleşmeyi dayatırken Suriye ile normalleşmemize karşı.
ABD-İsrail'in malum vekil güçleri de mezkûr "normalleşmeye" karşı.
Sevgili Davutoğlu ve eşrafı da karşı... İşin garip tarafı, İsrail'le "normalleşmeye" bu kadar karşı çıkmamışlardı.
Aksa Tufanı öncesi İsrail'in Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn gibi Arap ülkeleriyle yakınlaşması "normalleşme süreci" tesmiye edilirken, fakir bu köşecikte (12 Kasım 2020'de) "İşgalci Siyonist İsrail'le ilişki kurmak normalleşme değil, anormalleşmedir..." diye isyan ederken, bu muhteremler susmuşlardı.

Doğrusunu isterseniz, ABD'nin Türkiye-Suriye normalleşme girişimlerine karşı çıkmasında şaşacak bir şey yok; malumun ilamı.
Zira Suriye ile ilişkilerinin kesilmesinde ABD başat rol oynadı. Elbette bunda dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun sorumluluğu var. Bahsi diğer.
Gelgelelim, her şeye rağmen Sayın Erdoğan tuzaklarına düşmedi.
Dick Cheney'nin ulusal güvenlik danışmanı John Hannah, "Erdoğan'ın, Türk ordusunu Suriye'de süregelen karışıklığı neticelendirmek için kullanmak istememesine Obama'nın çok bozulduğunu..." Foreign Policy dergisinde yazmıştı.
Tuzağa düşmemenin bedelini de MİT TIR'ları kumpasıyla, Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde "terörü destekleyen ülke" ilan etmeye çalışarak ödetmek istediler.

Her daim söylerim: Dış politika statik olmaz.
Bakınız işte, Suriye'de "muhalefetin" silahlı mücadeleye dönüşmesi için elinden geleni yapan Suudi Arabistan bugünlerde Suriye ile ilişki kurmanın peşinde.
Fakat (bizim gibi ülkeler için) dış politika "ilkesiz" de olmaz.
Bu bakımdan Dışişleri Bakanı Hakan