Küresel tuğyanın 'rejim' oyunu

Siyonistlerin kontrolündeki küresel medya, hedefe koydukları ülkeler için "rejim" ifadesini kullanmayı pek sever: Putin rejimi, Erdoğan rejimi, Venezuela rejimi, Küba rejimi, ila ahir.
Birkaç gün evvel Brezilya Devlet Başkanı Lula, İsrail'in Gazze'de yaptıklarını Hitler Almanya'sının yaptıklarına benzetti ya, "Brezilya rejimi" eli kulağında demektir.
Bunların hedefi olmaktan kurtulmanın en kestirme yolu da İsrail'i soykırım yaparken bile desteklemektir. Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei gibi.
Gerçi Milei de destek işini şaklabanlık boyutuna vardıracak kadar abarttı. Hadi Ağlama Duvarı'nda salya sümük ağlamasını anladık. "Yahudi olmak istiyorum!" demek de ne oluyor!
Her şeyden evvel "Yahudilik" isteğe bağlı değil.
Kaldı ki, İsrail'e destek olmak için "Yahudi olmak" da şart değil. CHP'nin Özgür Özel'i gibi Gazze direnişine yani Hamas'a "terörist" demek yeterli.

Küresel tuğyanın algı operatörleri "rejim" yaftasında bile samimi değildir. Mesela, Tony Blair'in Kaddafi ile görüştüğü dönemde "Kaddafi rejimi" bir süreliğine gitmiş, yerine düz "Libya" gelmişti.
Ne ki, sade "Libya" uzun sürmemiş, "Kaddafi rejimi" tekrar moda olmuştu. (Aynı şekilde Vietnam Savaşı'ndan sonra da "Vietnam rejimi" gitmiş, "Vietnam hükümeti" gelmişti.)
Güya otoriter hükümetleri "rejim" tesmiye ediyorlar.
Fakat Suudi Arabistan, BAE, Ürdün ya da dünyanın birçok yerindeki farklı "krallıklara" rejim dediklerini şimdiye değin duyan olmadı.
Malumunuz, "rejim" yaftasını vurdular mı da (işgal dâhil her yolla) "rejim değiştirme operasyonlarına" başvurmaları meşruiyet kazanmış oluyor.
Hayır canım, "hükümet değiştirmek" için operasyona hiç gerek yok.
Demokrasi ne güne duruyor!