TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu dün öyle bir açıklama yaptı ki, UEFA sabaha kadar mail atsa ve hatta Meclis olağanüstü toplansa yeridir.
Profesyonel liglerde görev yapan 571 hakemin 371'inin bahis hesabı varmış; 152'si de aktif olarak bahis oynuyormuş.
Söz konusu açıklama böyle. Pardon, şu da var: Bir hakem de tam 18 bin 227 kez bahis yapmış.
Yani adam tatil, bayram, kandil dinlememiş; habire oynamış. Öyle bir bahis müptelası ki, "TFF Başkanı açıklama yaparsa üç katı" şeklinde bir bahis olsa onu bile kuvvetle muhtemel kaçırmaz.
Düşünsenize, hakem VAR'dan pozisyon izliyor ama aklında bin bir türlü hesap var: "Şu maça da üst oynadım..."
İmdi biri kalkıp "Futbolu yöneten düdük değil, kuponmuş!" dese, sizi bilmem ama ben artık bir şeycikler diyemem.
***
Futbol dünyası bu tür skandalları daha önce de görmedi değil. Mesela Almanya'da Robert Hoyzer adlı bir hakem, 2004'te Hırvat bahis çetesiyle işbirliği yapıp maçları dizayn etti. Sonunda yakayı ele verdi tabii; hapse girdi, ömür boyu hakemlikten men edildi. Portekiz de vaktiyle "Apito Dourado" (Altın Düdük) davasıyla sarsıldı ama hiçbir ülkede bizdeki kadar "sistematik" bir tablo ortaya çıkmadı. Birkaç hakemle sınırlı kaldı.Bizdeki hakemlerin yarısından çoğunun bahis hesabı var. Şu fecaate bakar mısınız: 152 hakemimiz de aktif olarak bahis oynuyormuş.
Eskiden hakemlerin rüşvet aldığı konuşulur, "Maçtan sonra bir çanta görülmüş, içinde zarf varmış..." gibi lakırdılar dolaşırdı.
Şimdi teknoloji ilerledi, kimse zarf taşımıyor. Hakem, banka uygulamasından "Canlı Bahis" sekmesine giriyor; ortada ne çanta var ne de makbuz!
Belki sadece "dijital günah"... O da artık inandığınız kadar.
***
TFF, "Gereken yaptırımlar uygulanacak..." diyor. Elbette uygulanmalı. Fakat bu sorun cezayla nasıl çözülecek! Hakemlerimizin çoğu gırtlağına kadar bahise batmış; sizin anlayacağınız, sorun yapısal.Avrupa, Hoyzer vakasından sonra şeffaflık mekanizmalarını yeniledi, hakemlerin mali geçmişini denetledi.

9