İlk kim gelir
Henüz liseli olduğum yıllarımdan bir anımı yıllar önce şöyle dercetmiştim:
"Bir bayram sabahı uyanmışım ki 'radikal' olmuşum. Hiç kimseyle bayramlaşmaya niyetim yok. Suratım da sirke satıyor, o biçim. Babam, 'N'oldu oğlum, neden bayramlaşmak istemiyorsun bizimle' diye sorunca, Filistin'den girmiş Afganistan'dan (O sıralar Afganistan daha yeni işgal edilmişti) çıkmıştım. 'Kardeşlerimiz zulüm altındayken bayram yapmak da neymiş!' yollu bir cümleyle de sözümü bağlamıştım. Babam gülümseyerek, 'Manyak mısın oğlum' dedi, 'Afganistan'ı ben mi işgal ettim!.."
Takdir edersiniz ki ilk gençlik yıllarında "geleneğe" isyan doğaldır. Her şeyden evvel düşünceler tastamam oturmamıştır.
Sonraları idrak ettim:
Bayram 'vur patlasın çal oynasın' demek değildir; Ramazan orucuna mündemiç ödül mesabesinde bir "ibadettir."
Haliyle bugün ilk önce zülüm altında olan Müslümanların yardımına koşanların bayramlarını tebrik ederim.
Soru şudur: Maazallah bir gün Gazzeliler gibi zor duruma düşersek yardımımıza ilk kim koşar
Mübarek bayram günü nerden mi çıktı bu soru Hayır, distopik fütüroloji manyağı değilim, hiç işim olmaz.
Geçen hafta Beyaz Saray'da düzenlenen Yunan Bağımsızlık resepsiyonunda Amerika Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Elpidoforos ABD Başkanı Trump'a hitaben, "Bana Büyük Roma İmparatoru Büyük Konstantin'i hatırlatıyorsunuz. Bu imparator, benim doğduğum yer olan muhteşem Konstantinopolis şehrini kuran ve inşa eden kişidir. Bu yer bugün İstanbul olarak bilinmektedir..." dedikten sonra, Haç hediye ettiği Trump'a "Git ve zafer kazan..." ifadesiyle İstanbul'u hedef göstermesi üzerine aklıma bu soru düştü.
Hamasetle malul bir karakterim olsaydı, Trump'ın mahut Başpiskoposa, "Bir papazı ellerinden alana kadar akla karayı seçtim, İstanbul'u nasıl alacağım!" dediğini hayal eder, mutlu olurdum.
Tam aksine, endişelendim...Endişem, Trump'ın mezkûr resepsiyon dolayımında 25 Mart'ı Yunanistan Bağımsızlık Günü olarak resmen duyuran bildiriyi imzalamasından değil, o melun Başpiskoposun gösterdiği hedef ile dünya çapındaki tarihçimiz Halil İnalcık'ın bir anısının örtüşmesinden kaynaklanmıyor.
Merhum İnalcık Hoca, Münih'te 1958'de katıldığı Bizantinistler kongresinde, sonradan Papa XVI. Benedictus olacak olan dönemin Bavyera Kardinalinin, "Ayasofya'nın kubbesi üzerinde Hristiyanlığın yıldızı parlayacak..." dediğini nakletmiş, ardından da şöyle devam etmişti:
"Bunu söylediği zaman bütün o sözde ilim adamları, Bizandinistler ayağa kalktı. Dakikalarca alkışladılar... Ben bunu unutmuyorum!.."