Kim demişti, "Kuran'ı okudum Müslüman oldum; ilk önce Müslümanları tanısaydım Müslüman olmazdım..."
Cat Stevens mı.. Neyse artık, kim demişse demiş, doğruyu söylemiş.
Lakin, bu demek değildir ki Müslümanlara tanıklık ederek Müslüman olunmaz.
İlkesel olarak Müslümanların davranışları ile İslam'ın özü arasındaki ayrımı ortaya koymak hakikatin ta kendisidir.
Fakat insanlar, bir dinin hayattaki karşılığını doğal olarak onun mensuplarında arar.
Buyurun size Gazze, Gazzeli Müslümanlar...
Yaşadıkları akıl almaz acıları imtihan olarak görmeleri ve Yaratıcı'ya duydukları derin saygı ve sevgilerinin daha da artması karşısında, Batı'da birçok insan İslam'ı seçti.
***
Batı'da İslam'a yönelişin artması, anti-propaganda dalgasını da beraberinde getirmeye başladı.İşin trajik yanı, Gazzeli Müslümanların vesile oldukları söz konusu yönelişe set çekme çabalarında bizzat içeriden üretilen acayip "rivayetler" koz olarak kullanılıyor.
Bunların merkezinde de Peygamberimiz ile Hz. Aişe'nin evliliğine dair asılsız iddialar (6 yaşında evlilik, 9 yaşında cinsel birleşme) yer alıyor.
İslam düşmanı çevreler bunu kullanarak, "Müslümanların hepsi kızların 6 yaşında evlendirilmesine, 9 yaşında cinsel ilişkiye girilmesine inanırlar. İslam'ı reddetmelisiniz..." propagandası yapıyorlar.
Lafın düzünü edelim: Hazreti Peygamber'in yaşayan Kuran olduğuna inanan her Müslüman bu iğrenç iftiranın kaynağına kireç dökmek zorundadır.
"Ulu sarıklı hocalarımızın" daha fazla kulaklarının üzerine yatmaya hakları yok. Gazzeli Müslümanların canları pahasına yeniden doğdurdukları güneşin hurafelerle söndürülmesine adamakıllı karşı çıkmak zorundalar.
Sakın ola kimsecikler tevil yoluna sapmasın.
Söz gelimi, Batı'daki çocuk evliliği yasalarını (ABD'deki 18 yaş altı evliliklerin eyalet bazında yasal olması) örnek göstermek, Peygamberimize atılan iftiranın ne bir cevabı ne de bir mazereti olabilir.

10