Erdoğan U dönüşü mü yaptı
Dış koşullar değiştiğinde, kısa ve uzun vadede "kâr-zarar" muhasebesi yapar, çıkarlarınız doğrultusunda dış politikanızı revize etmek durumunda kalırsınız.
Bu da gayet doğaldır.
İlkesizlik ayrı bir şeydir, koşulları hesaba katmak ayrı şey. Popülist tavırların bedelini sonraki kuşaklar her zaman ağır ödemiştir. Tarih buna şahittir.
Özellikle muhafazakarların Erdoğan'la kurduğu gönül köprülerini berhava etmek isteyenler, dış politikadaki mevzi değişiklikleri istismar etmeye başladı da onun için söylüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Filistin duyarlığını" sorgulayacak kadar tozutanların iflah olmaları zor.
İflah olmak için her şeyden evvel insaf şart.
Yine de şu kadarcığını söyleyeyim: İsrail'in bölgede rahatsız olduğu iki ülke var; biri devrim sonrasının İran'ı, diğeri "Erdoğan Türkiye'si"dir.
Dikkat isterim: Her iki ülke de vaktiyle İsrail'in bölgedeki en sıkı dostlarıydı.
Filistin duyarlığı üzerinden Erdoğan'a lagaluga edenler veya FETÖ'den nöbeti devralmışcasına İran düşmanlığı yapanlar hangi döneme taş taşıdıklarının farkına varsınlar.
Sayın Erdoğan'a her hâlükârda muhalefet etmeyi marifet bilen muhteremler, Mısır ziyaretini de fırsat bildiler.
Mesela, Fehim Taştekin arkadaşımız geçen günkü yazısında, Erdoğan'ın "katil" ve "darbeci" dediği Abdulfettah es-Sisi'yle kucaklaşmak için Mısır'a gitmekle "U dönüşü" yaptığını tuhaf bir üslupla dile getirdi.
Tuhaf dememin nedeni, Erdoğan'ın Sisi ile "Sevgililer Günü"nde buluştuğunu vurgulamış da ondan. Belki de ironi denemesi yapmıştır, bilemiyorum.
Neyden rahatsız olmuş, ondan da tam emin değilim.
Halkın hür iradesiyle seçtiği merhum Mursi'yi askeri darbeyle deviren Sisi'ye "Darbeci" denmesinden mi Darbeye karşı çıkmak için Rabia Meydanı