CHP'li dostlarıma kıyak

Kılıçdaroğlu'nun "CHP rüşvet çarkının müteahhitlerinden, yolsuzluklardan derhal arınmalı..." sözlerinden bunlar felaket rahatsız olmuş besbelli.
Her ne kadar "Kılıçdaroğlu geç bile kalmış" diyerek söz konusu açıklamayı memnuniyetle karşılayan CHP'liler olsa da çoğunluk çok öfkeli.
Öyle ki, yüzde 25'e demir atmış CHP'yi iktidar alternatifi hâline getiren Kılıçdaroğlu'na bir tek "AKP'li" demedikleri kalmış. Pardon, onu da diyenler var.
Yine de hiçbir şey içlerini soğutmaya yetmedi, yetmiyor.
Kolay değil tabii; "İkinci Atatürk" muamelesi yaptıkları İmamoğlu'ndan arınmaları gerektiği ihsas ediliyor.
Eskiden olduğu gibi Atatürk maskesi veya Erdoğan düşmanlığı üzerinden işin içinden sıyrılmak inandırıcı değil.
"Partimizin arınmaya ihtiyacı yok" da denilemez; savcılık iddianamesinde öyle belgeler var ki, izahı mümkün değil.
Bu ahval ve şerait içinde dahi CHP'li dostlarıma kıyak mesabesinde bir öneride bulunmak istiyorum.

***

Mademki benim sevgili dostlarımın başları "arınmakla" dertte, bizzat "arınmanın" kendisini sorgulasınlar.
Mesela, "Kirlenmek güzeldir" şeklindeki o eski reklam spotundan mülhem, "Kirlenmenin zevki başka" diyerek başlayabilirler...
Hiç unutmam, yüzde 40 iskontoyla satın aldığı kitapları yüzde 70 iskontoyla satan bir muhtereme, "Kendine kazık mı atıyorsun" diye sorunca dudağının kıvrımına yerleşen acayip bir sırıtışla, "Sen anlamazsın" demişti, "Onun da kendine göre zevki var..."
Yıllar sonra muhteremin zevkini öğrendim. Meğer ödeme yapmıyormuş.
Neden kitapçılık yerine daha kârlı sektörlere yönelmediğini bilmiyorum.
Benim bildiğim şudur: Söz konusu muhterem İBB Başkanı olsaydı seçmenden aldığı oyun karşılığını vermek gibi bir derdi asla olmazdı.
"İstanbul nimet nimet" diyerek kolları sıvar, önüne geleni koparırdı.
Belediyeye alınan araçları "israf" tesmiye eder, daha fazlasını kendisi alırdı.