Büyük itiraf
Birkaç ay önce paylaştığı bir videoda İngiltere'nin eski başbakanı Boris Johnson, Ukrayna şayet Rusya'ya karşı mağlup olursa bunun "Batı için bir felaket olacağını" ve "Batı hegemonyasının sonu anlamına geleceğini" açık ve net bir şekilde dile getirmişti.
Dikkat isterim:
"Batı demokrasisi" değil, "Batı hegemonyası" diyor.
Malumunuz, ABD ve Batı ülkeleri müsebbibi oldukları veya körükledikleri küresel çatışmaları, "otokrasilere karşı demokrasilerin müdafaası" olarak pazarlıyorlardı. Meğer esas dertleri Batı hegemonyasını tahkim etmekmiş.
Son yıllarda söz konusu hegemonyanın alarm verdiği, (mesela) Ukrayna savaşından Rusya'nın galip çıkması durumunda hegemonyanın nihayete ereceğini Johnson itiraf etmiş oldu.
AB Dışişleri Şefi Josep Borrell de iki ay önce Oxford'da yaptığı konuşmasında kendileri için daha hazin bir itirafta bulunmuştu:
"Soğuk Savaş sonrası alışageldiğimiz uluslararası sistemin artık geçerli olmadığını görüyoruz. Amerika, 'hegemon' statüsünü kaybetti (...) Çin'in bir süper güç statüsüne yükseldiğini görüyoruz."
Demek ki neymiş: "Yüce insanlık değerleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü vesaire kamuflajdan ibaretmiş; tüm mesele hegemonyaymış!"
Josep Borrell, ABD-AB ekseninde kurulan, "kurallara dayalı dünya düzeninin" akıbetinin, Çin'in bilhassa ekonomik gelişimiyle doğrudan alakalı olduğunu şöyle açıklamıştı: "Çin'in geçtiğimiz 40 yıldaki başarımları, insanlık tarihinde eşi görülmemiş düzeydedir. Son 30 senede Çin'in satın alma gücü paritelerine göre küresel gayri safi hasıladaki payı yüzde 6'dan yüzde 20'ye yükselirken, Avrupa'nın yüzde 21'den yüzde 14'e, ABD'nin ise yüzde 20'den yüzde 15'e geriledi. Bu, ekonomik manzaranın dramatik bir değişim göstermesi demek. Ayrıca Çin, bize (AB'ye) ve ABD'ye karşı yalnızca ucuz ürün üretiminde değil, aynı zamanda askeri güç olma, teknolojik gelişimde ön safta yer alma ve geleceğimizi şekillendirecek olan teknolojileri üretme açısından da rakip olmaya başladı..."
E hani, "serbest piyasa rekabeti" diye bir "kural" vardı, bu panik niye
"Kurallara dayalı dünya düzeni" dedikleri zamazingo, hegemonyaları sarsılınca kural tanımıyor demek ki.
ABD'nin patron olduğu "tek kutuplu" dünya düzeninin "ekonomik amentüsü" mesabesindeki "serbest piyasa rekabeti" artık ABD'nin patron olduğu "tek kutuplu" dünya düzenini sarsmaya başladı. Dahası, "çok kutuplu" dünya düzenine geçilmesinin geri dönüşü olmayan bir süreç olduğu ortada.