Aşırı sağcı CHP'nin önlenemez yükselişi

Fransa'nın "aşırı sağını" temsil eden Le Pen'in Ulusal Birlik Partisi (RN) geçtiğimiz günlerde yapılan genel seçimlerin ilk turunda oyların yüzde 33'ünü alarak birinci parti oldu.
Şaştık mı Elbette hayır.
Zira "aşırı sağın" yükselişte olduğunu biliyoruz. Mesela, "aşırı sağcı" Geert Wilders'in liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi de Hollanda genel seçimlerinden geçen yıl birinci parti çıkmıştı.
"Aşırı sağcı" partilerin seçim zaferleri doğal olarak "aşırı sağın" yükselişte olduğunu gündeme getirdi. Hâliyle, "özgürlükçü solcular" ve liberal çevreler de endişelerini dile getirdiler.
Gelgelelim...
Türkiye'de yapılan son yerel seçimlerde uzun yılların ardından ilk kez birinci parti çıkan CHP'nin "aşırı sağcılığı" (liberal sol çevreler dâhil) hiç mi hiç gündeme gelmedi.
Neden acaba
CHP'nin "aşırı sağcılığını" ahaliye "solculuk" olarak yutturma yeteneğinden mi, yoksa bizdeki "liberal solun" nevi şahsına münhasır özelliğinden mi

Malumunuz, Kayseri'de meydana gelen çirkin hadiselerin akabinde birtakım "aşırı sağcı" slogan ve "özlü sözler" dolaşıma sokuldu.
Bunlardan en ilginci Mustafa Kemal'e atfedilen, "Gereğinden fazla merhamet, vatana ihanettir" ifadesiydi. (Nasılsa "uydurmak" serbest.)
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriyeli mültecilerle ilgili olarak yaptığı, "Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmadık ve kovmayacağız..." açıklamasını alıntılayan CHP İstanbul Gençlik Kolları da resmi X sayfasında mahut ifadeyi Mustafa Kemal'e atfederek Kayseri'de yaşanan hadiselerin ertesinde paylaştı.
Hülasa edecek olursak, Batı'da "aşırı sağcılığın" tipik göstergesi sayılan ne varsa CHP bayraktarlığını yapıyor.