Artık harekete geçme zamanı

İsrail'in Gazze soykırımına "sınırsız bir empatiyle" destek olan ülkelerin Lahey'deki kararın ardından mahcup olmalarını beklemek fazla iyimserlik olurdu.
Her şeyden evvel, tıynetleri mahcup olmaya elverişli değildi.
Fakat...
Zevahiri kurtarmak için de olsa pozisyonlarını gözden geçirebilirlerdi. En azından, İsrail'in katliamlarına karşı uluslararası toplumda oluşan muazzam tepkiyi hesaba katmaları umulurdu.
Ki, mezkûr tepki boşuna değildi.
Gazze katliamının başlangıcından bu yana geçen 117 gün boyunca, 26 bin Filistinli katledildi. Bunların 10 binden fazlası çocuk, 8 bine yakını kadındı. İsrail'in yerle bir ettiği evlerin altında kalanların sayısı da belli değil.
Küresel Siyonizm'in kontrol ettiği medya olanca gayretine rağmen bu vahşeti karartamadı. Manipülasyon derseniz, o da bir yere kadar. Zira her şey tüm dünyanın gözleri önünde oluyor.
Mazlum Gazze halkı İsrail bombalarıyla paramparça ediliyor, saldırılardan kurtulanlar da yağmur altında, çamurlarda barınmak zorunda bırakılıyor. Sığındıkları iptidai çadırlar bile bombalanıyor.
Gazze aç, Gazze susuz. Çocuklar, kadınlar feryat ediyor... İnsan olanın vicdanı dayanmaz!

İsrail Lahey'de "soykırım zanlısı" olarak sanık sandalyesine oturtulunca, İsrail'i destekleyen ülkelerin mahut destekten vazgeçeceğini sananlar felaket yanıldı.
Tam aksine, uluslararası hukuku (Lahey'i) iplemeyen Netanyahu'dan farksız tavır ortaya koydular.
ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda, Kanada, Avusturya, İsviçre, Finlandiya ve Avustralya, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yardımı kesti.
Birleşmiş Milletler Filistin Raportörü Francesca P. Albanese, İsrail'i mahkûm eden Lahey'deki karardan bir gün sonra söz konusu yardımın kesilmesini manidar bulduğunu belirttiği açıklamasında, İsrail'in sistematik kışkırtması sonucunda "Filistinliler toplu olarak cezalandırılıyor..." dedi.
Aynen dediği gibi oldu, olmaya da devam ediyor!
ABD ve kuyruğundan ayrılmayan devletler yardımı kesince Netanyahu gereğini yaptı.