Yapay zeka çağında eğitim
İçine doğup büyüdüğümüz, çok yakından aşina olduğumuz, başka türlüsünü hayal bile edemediğimiz modern eğitim sisteminin ortaya çıkışı hiç eski tarihlere gitmez.
Mezopotamya'da Sümerlerin yazıyı icat etmesinden günümüze yaklaşık elli beş asır geçti.
Belli yaşa gelmiş her çocuk için zorunlu olan, standartlaştırılmış bir müfredatın devlet tarafından yetiştirilmiş ve icazet verilmiş öğretmenlerce öğretildiği, başarının standartlaştırılmış testlerle ölçüldüğü, öğrencilerin her gün belli süreler boyunca sınıflarda, laboratuvarlarda ve spor salonlarda bulunmaya mecbur edildiği modern okullar sadece son iki asrın mahsulü!
Bu eğitim sistemi, sanayi çağının ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş bir sistem.
Sanayi devriminden önce, formel eğitim, sadece çok küçük bir azınlık için söz konusuydu. İnsanların çoğu okuma yazma bilmeden, ailelerinin mesleklerini devam ettirerek hayatını sürdürürdü. Zaten büyüklerinden öğrendikleri, avcılık, çiftçilik, hayvancılık yapmak için gereken temel bilgi ve beceriler, hayatlarını idame ettirmeleri için onlara yetiyordu.
Ancak fabrikalar çağı gelince, kalifiye iş gücüne olan talep de arttı. Yazılı talimatları okuyabilecek, temel aritmetik işlemleri yapabilecek ve saatlerce bıkmadan usanmadan kapalı bir alanda oturup rutin işleri disiplinle tekrarlayabilecek çok sayıda işçi ve memur yetiştirmek için kitlesel eğitim ihtiyacı ortaya çıktı.
Sanayi çağından bilgi çağına geçişle kol gücünün önemsizleşmesi, robotların devreye girdiği fabrikalarda "mavi yakalı" insan emeğine ihtiyacın azalması, modern eğitim sistemini temellerinden sarsıp, sorgulanır hale getirdi ama bilgi toplumu için hala "beyaz yakalı" çalışanlara ihtiyaç sürdüğü için sistem varlığını sürdürdü.
Yapay Zeka (YZ) çağına geçişin yarattığı deprem, bu artık "uzatmaları oynayan", ayakta durmakta zorlanan köhne yapıyı "hak ile yeksan" edecek gibi görünüyor.
Nasıl fabrika işçileri işlerini adım adım kendilerinden çok daha hızlı, hatasız ve ucuza çalışan robotlara bırakmaya mecbur kalıyorlarsa, beyaz yakalılar da bayrağı kendilerinden çok daha verimli YZ araçlarına devretmek üzereler.
Bu şartlarda eğitim sisteminin mevcut haliyle ayakta kalması mümkün değil!
Birkaç sene içinde "okumanın" atık işe yaramadığını, eskisi gibi meslek (ve para) kazandırmadığını, YZ araçlarının, okullarda öğretilen hemen her şeyi kendilerinden daha iyi yapabildiğini gören insanlar "o zaman neden okuyalım, neden eğitim için boşa para ve zaman harcayalım" diye sormaya başlayacak.
Belki de bir şeyler öğrenmek, kitleler için bir mecburiyetten çıkıp bir hobiye dönüşecek.
Kafalarına zorla bilgi dökülen "öğrencilerin"