Anomik insan radikalleşir

İster toplumun, ister zihnin bir hâli olarak ele alalım, anominin ülkemiz bünyesine adeta metastaz yapan bir kanser gibi yayıldığını görüyoruz.

Toplumun tüm kesimlerinde belli seviyelerde geleneksel dini inançlara, toplumsal değerlere karşı bir soğuma, geçmişte inşa edilmiş toplumsal yapılara karşı giderek artan bir güvensizlik var.

İnsanlık tarihi boyunca yaşlılar genç nesillerin yozlaştığına, geleneksel değerlerden koptuğuna dair serzenişlerde bulunmuştur.

Yukarıdaki tespitlerin o serzenişlerden öte bir anlamı olduğunu göstermek için ampirik verilere başvurmalıyız.

KONDA araştırma şirketinin on bir sene içinde farklı zamanlarda toplamda 20 bine yakın kişiyle görüşerek gerçekleştirdiği boylamsal araştırma, ülkemizde din, ulus devlet, bilim, mahalle ve diniseküler cemaatler gibi sosyal yapıların hep birlikte zayıfladığını gösteriyor. Araştırma, 2008 ve 2018 yılları arasında kendilerini dindar ya da sofu olarak tanımlayan kadınların oranının 4 erkeklerin oranının 8 civarında azaldığını, kendilerini inançsız veya ateist olarak tanımlayan kadın ve erkeklerin 8 oranında arttığını ortaya koyuyor.

1981 yılından beri yaklaşık olarak 100 ülkede düzenli olarak yapılan dünyanın en kapsamlı sosyal araştırma projesi olan Dünya Değerler Araştırması'nın (World Values Survey) yedinci dalga (2017-2020) verilerine göre en önemli değer saydığımız "aileye" verdiğimiz önemde bile yüzde dört civarında bir azalma tespit edilmiş, dine verdiğimiz önemde ise yaklaşık yüzde sekizlik bir düşüş olduğu ortaya konulmuş.

Tüm dünyada halkın demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, kamusal denetim mekanizmalarına, sivil toplum örgütlerinin işlevlerine, dördüncü kuvvet sayılan medyaya dair güveninde azalma var.

Fakat ülkemiz tıpkı enflasyon konusunda olduğu gibi bu konularda da diğer ülkelerle kıyas edilemeyecek kadar kötü bir performans gösteriyor.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (Transparency International), 1995'ten bu yana her yıl yayınladığı Yolsuzluk Algı Endeksi'nde Türkiye 2023 yılı itibarıyla, 34 puanla 115. sırada yer alıyor. Türkiye'nin, zaten sonlarda yer aldığı ülke sıralamasında sadece bir senede14 sıra gerilediği görülüyor.

Sosyal Demokrasi Vakfı'nın 2019 tarihli Yargı Bağımsızlığı ve Yargıya Güven Araştırma Raporu'na göre "adalet" kavramı denilince aklınıza ne geliyor sorusuna ankete katılanların 23,3'ü "adaletsizlik" yanıtını verirken yarısı (50,7) Türkiye'de ifade özgürlüğünün olmadığını söylüyor. Araştırmaya göre Türkiye'de makammevki sahibi biri ile sıradan vatandaş mahkemelik olsa eşit koşullarda yargılanmayacaklarını düşünenlerin oranı ise 79.

Hem göçlerin hem başka ülkelerden gelen yoğun dış göçlerin yol açtığı demografik değişimlerin