Anomi çağının anomik bireyleri

Fransız sosyolog Emile Durkheim, "anomi" kavramını, büyük ekonomik, politik, demografik değişimler yaşanırken, toplumca kabul gören normların, kuralların ve ortak değerlerin ortadan kalkması, davranışlarımızı düzenleyen sosyal standartların çözülüp yok olması hali olarak tanımlar.

İskoç sosyolog ve siyaset bilimci Robert Morrison MacIver (1882 1970), "The Ramparts We Guard" isimli kitabında Durkheim'ın anomi kavramını sosyolojik bağlamından uzaklaştırarak, salt tutum, davranış ve düşünce düzeyinde bireysel bir mesele olarak ele alır.

MacIver, anomiyi basitçe "toplum seviyesinde bir kuralsızlık" olarak düşünmenin doğru olmadığını, mafya gibi yasadışı grupların bile bir kurallar manzumesi oluşturduklarını, değerlerden kopmanın bireye mahsus bir hal olduğunu ileri sürer ve "psikolojik anomiyi", ferdin topluma eklemlenme hissini kaybetmesi olarak tanımlar.

Anomi, toplumsal normlardan ve kimliklerden çok derin bir kopuşu ifade eder.

Türbülans zamanlarında insanların mühim bir kısmı, içinde doğup büyüdükleri toplumun değerler sistemine inanç ve bağlılıklarını sürdüremezler.

Geleceğe giden rotayı çizmek için kullandıkları pusula artık çalışmaz olur. Geçmişle gelecek arasındaki bağları kuramaz hale gelirler.

Yol gösterici ilkeleri ve ahlaki prensipleri umursamamaya başlar, kendilerini sadece anlık dürtülerin yönlendirmesine bırakırlar.

Onlar için artık inanılacak, peşine düşülecek, riayet edilecek değerler hükmünü yitirmiştir. Bir "ahlaki pusuladan" yoksundurlar ve bir boşluk içindedirler.

Anomik bireylerin bazıları çevreleri ile temaslarını olabildiğince azaltır, ihtiyari sosyal ilişkilerini keser, kendilerini içinde yaşadıkları topluma ait hissetmez olur ve başkalarına karşı sorumluluk duymamaya başlarlar.

Kendilerini toplumdan mümkün olduğunca izole ederek yalnızlaşır ve bencilleşirler.

Çevrelerinde olan bitene karşı tepkisizleşir ve sadece kendilerini önemser hale gelirler.

Her şeyden ve herkesten şüphe etmeye başlayarak bir "inkar felsefesi" üretirler.

MacIver anomik bireyleri başlıca üç grupta incelemeyi önerir:

Değerlerini ve amaçlarını yitirip, artık karşı çıktıkları değerlerle sürekli kavga etme ya da kendilerini o değerlerin baskısı karşısında savunma durumunda olan, geleceğe dair hiçbir plan yapamayan, hayatlarına amaç ve istikamet belirleyemeyen, belirli bir anlamlılık taşımadan