Ümmetin Çanakkale Direnişi

TARİHTE benzerine çok az rastlanan savaşlar vardır. Çanakkale Deniz Savaşları bunlar arasında. Müslümanların himayecisi durumundaki Osmanlı'nın son zamanlarına rastlayan bir savaştır bu! Tarihî Haçlı zihniyetinin İslâm dünyasını yok etmeyi, Osmanlı'yı tasfiyeyi amaçlayan bir savaş. Dünyanın dört bucağından gelip Gelibolu Yarımadası'nda toplanan birleşik Haçlı ordularının Osmanlı'yı tarih sahnesinden silmesine izin vermeyen amansız direnişin adıdır Çanakkale! Çanakkale Savaşları'nın sebepleri içinde, sanayi devrimi yapan Avrupa ülkelerinin, silâh satma rekabeti sonucu, Almanya ve İngiltere etrafında kümelenmeleri sayılır. Elbette bunun da rolü vardır. Avrupalının vicdansızlık ve insafsızlığının ulaştığı noktaya bakın ki, sırf ekonomik çıkarları uğruna, ürettikleri silahları insanlar üzerinde denemek için savaş çıkarmaktan çekinmediler. Tarihî olayların sebepleri araştırılırken, o dönemdeki ülkelerin ideal ve hedefleri dikkate alınır. Siyonistler 1897'de İsviçre'nin Basel şehrinde Yahudi Kongresi düzenleyerek 100 seneyi planladılar. Böylece, ilk 10 senede 2. Abdülhamit'i tahttan indirecekler; ilk 25 senede ise, Osmanlı'yı yıkacaklardı. Birinci hedeflerine ulaştılar. İkincisi 1. Dünya Savaşı ve Çanakkale olayı, Osmanlı'yı yıkmayı planladıkları dönemdi. Siyonizm'in bu planını dikkate almadan yapılan Çanakkale değerlendirilmesi eksik kalır. Planın "görünür" olmamasının sebebi, Siyonizm'in çok sinsi çalışmasıdır. Onlar savaşmaz; savaştırır. İleri seviyedeki lobi faaliyetleri ile ülkeleri etkiler. Osmanlı, savaşın başında tarafsızlığını ilan etmişti. Buna rağmen Osmanlı'nın savaşın içine itilmesini sebepsiz mi sanıyorsunuz pushfn('ads'); HAÇLI PLANI ÇÖKTÜ ERBAKAN Hoca'nın önemli tespiti şöyle: "Tarihimizdeki zaferlerin hepsi, silahla, maddi üstünlükle değil; iman imaaan imaaaan, aşk ve azimle kazanılmıştır." Çanakkale Savaşları da, ümmetin sömürgecilere karşı şanlı direnişi oldu. Mehmetçik Çanakkale'ye giderken dönmeyi düşünmedi; şehit olmayı, sancağı yere düşürmemeyi azmetti. İnanırsan, şehadete koşarsan, yenilmezsin! Dünyanın en gelişmiş deniz filolarına sahip olan birleşik Haçlı sürüleri Çanakkale önlerindeydi. Yalnız Avrupa ülkelerinden değil; Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan gibi uzak ülkelerden gelen Haçlı orduları da sahnede idi. Akif'in Çanakkale şiirinden savaşın kodlarını okuyabiliyoruz: "Karadan yol bularak geçmek için Marmara'ya!" Marmara, "İstanbul" demek! Ümmetin gözbebeği ve hilâfet merkezi belde! Haçlı sürüleri İslâm'ı ortadan kaldırmayı hedeflemişti. Kimdi bu Haçlılar "Gösterdiği vahşetle bu bir Avrupalı, Dedirir yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi."; "Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında." Bunlar güya medeniyet havarileri(!), insan hakları öncüleri(!). Çanakkale Batı'nın çirkin maskesini yırttı; vahşet ve canilik bütün açıklılığı ile sırıttı: "Maske yırtılmasa hâlâ bize afetti o yüz; Medeniyyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz!" Gelişmiş teknolojik silahlarına güvenen maddeci Batılı, Asım'ın neslinde ifadesini bulan imanın ne anlama geldiğini bilmiyordu. İman varsa imkân vardı. Mehmetçik şehadete koşan görüntüsü ile bütün dünyayı hayrette bırakıyordu: "İşte, çiğnetmedi namusunu,