Erbakan Hoca Hep Uyardı!

ERBAKAN Hoca bilge insandı. Manevi ve maddi alanda çok iyi yetişmiş bir kişilikti. Ömrünü, "Hayra motor, şerre fren" olma prensibi ile yaşadı. Çok iyi hocaydı. En girift konuları halkın anlayabileceği şekle getirmeyi bilirdi. Göstererek anlatır, şematik anlatıma önem verir, benzetmeler yapardı. Soyut konuları bile somutlaştırabilen bir beceriye sahipti. Çok talebe yetiştirdi. İçlerinden makam ve mevki sahibi olanların pek çoğu onu yok saydı. Onu unutturabilmek için elinden geleni yapanlar çıktı. Hâlbuki o, hepsinin iyiliğini isterdi. Kötülük, mizacına aykırı idi. Hani; kör, gözü açıldığında ilk defa bastonunu kırarmış ya! İnsanın da, önce "tutunduğu dalı" kırması ne büyük kibir; ne büyük bencillik! Muhittin Yıldırım hoca anlattı. Erbakan Hoca, bir sözünde şöyle demiş: "Muhittin, şu gök kubbe altında söylemediğimiz söz kalmadı." Yanlışa koşan talebelerini de uyardı. Çok kere talebelerine söylediklerini "hocalık hakkı" olarak gördük. Fakat uyarılarına kulak vermemeleri hem insanımıza büyük zararlar veriyor; hem de toplumun geleceğini karartıyor. Bu yüzden bazı uyarılarını yeniden hatırlatmak istiyorum. Bir konuşmasında şöyle demişti: "Kime oy veriyorsun, arkadaş! Bu rantiyecilere mi; faizcilere mi Bunlar tabi seni mahvederler. Şimdi de gelip ağlıyorsun! Aç kaldın; ayçiçeği ektirmiyor. Tabi sen IMF'ye oy verdin; AKP'ye oy vermek demek, İsrail'e, Amerika'ya oy vermek demek! Elbette aç kalacaktın, ne bekliyordun" pushfn('ads'); MAYA EKSİK MAYA! BAZI yöneticilerin, terörü organize edip besleyen Biden'le görüşebilmek için kırk takla attıklarını; işgalci ve zalim İsrail'in başını ülkemize davet ettiklerini bütün dünya şahit oldu. Bilgi, birikim, vizyon ve tecrübe eksikliği yanlış kararlar almaya, yol açıyor; toplumun acı faturalar ödemesine vesile oluyor. Erbakan Hoca, bu zihniyetteki talebelerine, bazı gazetecilerin sorularına cevap olmak üzere şöyle demişti: "Onlara ağabeylik vazifemi yaptım. Güvenoyu aldıkları gün TV'de kardeşane tavsiye ettim. Sizi avucumun içi gibi tanıyorum. Siz yanılıyorsunuz! Biz bu işi yaparız, sanıyorsunuz! Yapamazsınız, haber veriyorum! Çok dikkatli olmanız lazım. Neden Çünkü devletin bütçesi 100 milyar dolar -o gün öyleydi-; 100 milyar dolar devletin işini görmez. 100 milyar dolar daha lazım. Ama 100 milyar doları siz borç alarak değil; vergi koyarak, zam yaparak değil; bizim 54. Hükümet'te yaptığımız gibi, faizden kurtararak, kaynak paketleri ile; millî kaynakları harekete geçirerek; halkı ezerek değil, tatlı reçetelerle temin etmek zorundasınız! pushfn('ads'); Diyeceksiniz ki: 'Biz de o hükümette bakandık.' Bakardınız, ama göremezdiniz! Aldanmayın, yaparız zannetmeyin! Sizin aldandığınız nokta nedir Su, tuz, un var; ekmek yaparım, zannedersiniz! Yapamazsınız arkadaş! Maya lazım maya! Bu maya Allah vergisidir. Sizi ben tanıyorum; siz kendinizi tanımıyorsunuz! Vermemiş Allah! Israr etmeyin! Sadece zulmedersiniz!"